AniTR Fan Bölümü > Fan Fiction

Silah Ustaları

(1/2) > >>

Amahara:
Genelde yazdığım hikayelere isim bulmak zor geliyor gene salladım bir isim o_o Eğer üşenmezsem bugün yeni bir hikaye yazmaya başladım burada da paylaşmak istedim *-* Umarım az çok seversiniz *-*

Dipnot:
Kızın adı nickimle aynı oldu asdf farkındayım ama Shizuka ismini sevdiğimden başka isim gelmedi aklıma xD

Hikaye hakkında küçük biraz bilgi:

(click to show/hide)Büyük savaşların getirdiği yorgunluk...

Silah ustalarının oluşturduğu ülkelerin en büyük dezavantajı senelerce süregelen güç ve çıkar savaşları olmuştu. Savaşlardan yorulan silah ustaları ve siviller en sonunda Element konseyini yarattı. Konsey bir bakıma işe yaramış, son 40 senedir çok büyük savaşlar yaşanmamıştı. Ancak hala çıkar uğruna büyük ülkeler küçük ülkeleri sömürüp, saldırmaya devam etmektedir.

****

Element konseyinde küçük ülkeler yer alsa da en çok etkili olan 4 ülke bulunmaktadır.

Ateş: Yarı-aktif bir volkana yakın bir ülke - ki bizim ana ülkemiz olur =D
Su: Bir ada ülkesi
Toprak: Çöle yakın
Hava: Buzul bir yerde ülkeler.

****

Ülkeler 2 meclis ve koruyucularla yönetiliyor. 1. mecliste siviller 2. mecliste savaşçılar var bu 2 meclis uzlaşamadığı yerde kararı koruyucular veriyor.

****

Ateş ülkesinin koruyucusu "Ateş Koruyucusu" olarak adlandırılır. Genelde savaşçı meclisinde 10 üye bulunsa da en etkili isimler ülkenin en güçlü 2 ailesi olan Strauss ve Sage Aileleridir.

****

Silah ustaları sınıfları:

Düşük seviyeden yükske seviyeye sırayla geçiyorlar:

Normal silah ustaları:  Bunlar kılıç, tabanca, mızrah vs. gibi silahları kullanıp, reflekslerini kullanıp savaşıyorlar. Genelde sivil olarak kalıyorlar.

Enerji algılayıcılar: Cisim ve insanların enerjilerini algılıyorlar. Ona göre etraftaki cisimleri ve insanların sıradaki hareketini sezebilirler. Çok ileri düzeyde gelişenler insanların ruh halini, yalan söyleyip söylemediğini anlayabiliyorlar.

Yaşam enerjisi kullanıcıları: Kendi yaşam enerjilerini silaha ve toprağa aktarıp savaşıyorlar. Toprağa aktardıklarında vücutlarından zincir çıkıp topağa aktarıyor enerjilerini ve bir hayvana bürünüyor. Bu hayvan ekstra savaş ve savunma artısı sağlıyor ama hayvan yaşam enerjileri olduğundan zarar aldıkça bu savaşçıya fizyolojik ve psikolojik eksi olarak geri dönüyor.

Koruyucu ruh kullanıcıları: sayılı koruyucu ruhla anlaşma sağlar, böylece büyü artısı sağlar.

Ekstra class: Büyü kullanıcıları yani "Magus"lar. Sayılı ailelerin bazı büyü gücü olabiliyor. Her ailenin kendine ait güçleri oluyor.
Bölüm 1: Başvuru

(click to show/hide)İlayda için Ateş ülkesinde her zamanki gibi sıcak bir gündü. İlayda kahvaltıyı hazırlamış, holdeki büyük aynanın karşısındaki odanın kapısını tıklamak için hızlı adımlarla yürüyor bir yandan iç çekiyordu. Kapının önüne geldiğinde, önce aynada kendisine, aslında daha çok sağ yanağındaki dikişe sıkıntıyla bakıyordu. Normalde omuzlarına kadar düşen sarı düz saçları ve kahverengi gözleriyle güzel bir kızdı. Ama 5 sene önce peşindeki savaşçılardan kaçarken yaralanmış biri sağ yanağı, biri sol boyun bitiminde olmak üzere vücudunda gözüne batan 10 tane dikiş atılmak zorunda kalınmıştı.

Shizuka'nın yanına 4. kez gitmenin verdiği bıkkınlıkla kapıyı hızla tıkladı, ses çıkmayınca içeri girip kızı dürttü.

"Shizukaaa, Shizukaaaa... Hadi artık uyanma vakti!"
"Yaaaa, 5 dakika daha!"
"Yarım saat önce de '5 dakika dahaaa' diyordun!" diye Shizukayı taklit ederek konuştu İlyada. "Bak, kalkmazsan bay ve bayan Hastingslere çok ayıp olur." diye söylendi.

Shizuka zar zor gözlerini açtı.

"Ben kahvaltıyı hazırladım bile. Hadi, kalk giyin kahvaltını et. Sonra doğru hana!"

****

İlayda'nın dürtmelerine artık direnemeyeceğini anlayan Shizuka derin bir nefes alarak "Tamam, anne!" diye dalga geçti. İnleyerek yataktan kalkıp, üstüne bir şeyler giyip,siyah saçlarını tepeden at kuyruğu yaparak topladı. Sonra da aşağı inip kendini İlyada'nın karşısındaki sandalyeye attı. Başını solundaki pencereye doğru çevirdi. Ateş ülkesinde her zamanki gibi sıcak bir hava vardı. Ya da en azından onun ülkesinden daha sıcaktı.

Hem Shizuka, hem İlayda aslen küçük bir ülkelerden geliyorlardı. Büyük ülkeler genelde gerek silah yapımı, gerek tarım ürünleri yetiştirmesi vs. gibi işleri yaptırmak için küçük ülkelere saldırırlardı. Shizuka'nın ülkesi de silah yapımında ustalaşmış, ancak silah ustası yetiştirmede zayıf kalmış ufak bir ülkeydi. Bu ülkeyi 2 büyük ülke paylaşamayınca saldırılardan ötürü harap olmuş ve haritadan silinmişti. Shizuka savaşta bitkin bir halde, boş bir tarlanın ortasındaki kulübede Bay Strauss tarafından bulunmuştu.

Bay Strauss, Shizukayı Ateş ülkesine getirirken yolda ağır yaralı İlaydayı bulmuşlardı. Sonradan öğrendiğine göre İlayda'nın ailesi iyileştirme büyülerinde çok ünlü bir aile olduğu için, diğer ülkeler onları kendi ülkelerinde alıkoymak istemişlerdi. Ancak İlayda'nın ailesi karşılık verince hepsi öldürülmüştü. İlaydayı bulduklarında o da ölmek üzereydi. Strauss ailesi sonradan peşlerinden bir sürü savaşçı geleceği için kızı iyileştirmeyi reddetse de Shizuka inatla yardım etmek isteyince başka seçenekleri kalmamış, kızı iyileştirip yanlarında Ateş ülkesine getirmişlerdi. İlayda kendi iradesiyle Ateş ülkesinde kalmak isteyince de artık bu ülkenin koruması altında olduğundan daha peşinden kimse gelmeye cesaret edememişti. Hayatta kalmasının en büyük sebebi olarak önce Shizukayı gördüğünden minnettarlık hissediyor, aralarında sadece 2 yaş olmasına rağmen kızın peşinden bir anne edasıyla dolanıp duruyordu. Shizuka bundan rahatsız olsa da durumu değiştirmeyi bir türlü becerememiş en sonunda İlaydayı bu şekilde kabullenmişti.

"Shizukaaaaa!!! Hadi bir de burada oyalanma bitir kahvaltını."
"Oooof İlayda! Sabah sabah..."
"Saat 10 oldu bile, zavallı Bay Hastings senden 2 saat önce başlıyor işe."
Kız son lokmayı ağzına attı "Tamam, tamam bitirdim işte kahvaltıyı, gidiyorum. Eline sağlık."
"Afiyet olsun."
Shizuka ayağa kalkıp gerindi "Ooooof! Başka bir iş günü daha. Ha,bu arada... Bu akşam üzeri merkezde Danniel ile buluşacağım, sende gelmek ister misin?"
İlayda başını iki yana salladı "Bayan Hastings beni sonunda hastanenin kursuna yazdırmaya söz verdi. Bugün akşam üzeri oraya gideceğiz. Dan'e selam söyle ve hâlâ söz verdiği kitapları getirmediği içinde kendisine ne kadar kırgın olduğumu ilet, lütfen."
"Bak seeen, kafasına vura vura ileteceğim." diye güldü Shizuka. Daha sonra tahta kapıdan çıkıp evin karşısındaki iş hanına gitti.

İçeri girdiğinde Bay Hastings elinde bir tabancayı inceliyordu.

"Günaydın." dedi kızı görünce.
"Günaydın, Bay Hastings. Bugün ne yapmam gerekiyor?"
"Haah, bugün durgun bir gün pek iş yok. Şu köşedeki kılıca göz atman yeterli olacaktır."
"O zaman akşam üzeri erken çıkabilirim?"
"Keyfine bak."

Shizuka bir kaç saat çalışıp kılıcı tamir etmeyi bitirince üzerini değiştirip merkeze gitmişti. Her zamanki oturdukları cafeye girip gözleriyle Dannielı aradı. Danniel onu görmüş gülümseyerek Shizukaya el sallıyordu.

Danniel Strauss sarı saçlı, yeşil gözlü bir çocuktu. Shizuka gibi 15 yaşındaydı. İkisi de neşeli, eğlenmeyi seven insanlardı. İlk başta Danniel, Strauss ailesi Shizukayı kurtardığından, arada bir onu gözetleyip iyi olup olmadığını kontrol etmesi gerektiğini düşündüğünden, Shizukayı görmeye giderdi. Ancak daha sonra ortak noktaları çok olduğundan önce çok iyi dost sonra da kardeş gibi olmuşlardı.

"İlayda gelmiyor mu?" diye sordu Danniel.
"Gelmiyor. Sonunda Bayan Hastingsi hastanenin kursuna yazdırmak için ikna etmiş oraya gidiyorlarmış. Ama sana selam söyledi ve söz verdiğin kitapları getirmediğin için kırgınlığını iletmemi istedi. Anlaşılan Strauss ailesinin sorumluluk alma hükmünü yerine getirmekte başarısızsınız, sayın Danniel Strauss" diye dalga geçip damarına bastı.
"Hemen saldırıya geçme Shizuka, kitapları ablamdan alamadım maalesef, şu sıralar o okuyordu. İşi biter bitmez getireceğim söz!" diye kendini savundu.
"Öyle umuyoruz."

Yanlarına yaklaşan cafe sahibi "siz genç çiflere bugün ne ikram edebilirim?" diye dalga geçti.

Hem Shizuka hem de Danniel yakın olmalarından ötürü çift şakalarına artık iyice alışmışlardı.

"Ben bir kahve istiyorum. Sen ne alırdın, hayatım?" diye sordu Danniel.
"Eh, bende o zaman çikolatalı pasta alırım aşkım." diye uyum sağladı Shizuka.
"Hemmen getiriyorum. Keyfinize bakın" diye güldü cafe sahibi.

Pastalarını yiyip kahvelerini içerken, Shizuka "Eeeee, şehir merkezinde ne yapacağız, beni buraya neden çağırdın?" diye sordu.
"Buradan çıkışta ben gidip, ustalık eğitimine başvuruyorum. 3 ay sonra başlıyormuş. Diyordum ki acaba sende bana eşlik eder misin? Hem de beraber başvurmak ister misin?"

Shizuka dondu kaldı. "Ustalık eğitimi mi?"
"Sanırım ne olduğunu biliyorsundur."
"Biliyorum da... Daha önce katılmayı hiç düşünmemiştim."

Ustalık eğitimi, ülkede resmi olarak silah ustası olduğunu söyleyebilmen için girmen gereken 1-2 senelik eğitimdi. Bu eğitimde 15 yaşına girildiğinde başvuruluyor, volkanik adanın kuzey kısmındaki ormanlık alana götürülüp orada 6 kişilik gruplar halinde yaşıyordun. Bazen eğitimciler gelip size silah kullanmasını öğretiyordu. Ayrıca, enerji algılama da öğretiliyor, bazen de küçük küçük görevler verip onları gerçekleştirmeniz bekleniliyordu. Ancak bu eğitim her zaman kolay geçmezdi, eğitim sırasında ölen her yıl 4-5 kişi çıkabiliyordu.

"Korkmana gerek yok. Ben babama söylerim ikimizi aynı gruba alırlar, bir şey olursa ben seni korurum." diye gülümsedi "ayrıca kuzenlerim benle beraber seni de eğittiği zamanlar da çok oldu. Kullandığın kılıç tekniğinde iyice ustalaştın. Sen demez miydin her zaman boş boş kılıç yapacağıma işe yarar biri olup, o kılıcı kullanmak, insanları korumak isterim diyen. Al sana kendini geliştirmen için iyi bir fırsat. Hem de beraber eğitim görmüş oluruz fena mı?"

Kız bir süre düşündü. Gerçekten de sırf silah yapmak yerine, eğitim görme fikri daha cazip geliyordu. Bir savaştan sağ çıkabildiyse, ufak bir eğitimden de sağ çıkardı herhalde!

Bir süre sonra "Eh, kötü bir fikir gibi gelmiyor. Neden olmasın ki." dedi.

Danniel cevaba sevinmişti. İkisi beraber başvuru merkezine gedip formları doldurdular. Formları alan kız "3 ay sonra eğitim yerinize dair bilgi gelecektir." deyip onları uğurladı.

"Bu kadar kolay başvurulduğuna inanamıyorum"
"Eh, sonuçta bir 'eğitim'. Zaten yorulanlar anında eğitimde vazgeçip, bırakıyor."
"Veya ölüyor" diye ekledi Shizuka.
"O da olabiliyor tabi."

Danniel ile Shizuka da bir süre beraber dolanıp sonra evlerine gittiler.

Shiuka hâlâ yolda verdiği kararı düşünüp bir yandan da evdekiler bu ani kararı nasıl açıklayacağını düşünüyordu.
2. Bölüm: Eğitim Alanı

(click to show/hide)Shizuka başvuru haberini verdiğinde verilen tepkiler sandığından daha yumuşak olmuştu. Bay ve Bayan Hastings endişelendiklerini defalarca dile getirseler de hayat Shizuka'nın kendi hayatı olduğundan kararına saygı duyduklarını söylediler. Ayrıca Danniel'ın da onla beraber aynı eğitim alanında olması da büyük bir rahatlatıcı etken olmuştu onlara.

 Asıl tepki -Shizuka'nın da beklediği gibi- İlaydadan gelmişti. Ortaya bu tarz bir konu şu ana dek hiç açılmamışken, İlaydaya böye bir niyetin imasını bile etmemişken, direk başvurmasına çok alınmıştı. Ayrıca Shizuka'nın bu eğitim için yeterli temeli olduğunu düşünmüyordu. Shizuka bu tarz bir tutuma çok alınmış, ikisi de kavga etmişlerdi. Ama İlayda sonunda dayanamayıp 1 hafta sonra Shizukadan özür dileyip, asıl hatalı kişinin bunu Shizuka'nın aklına sokan kişi, yani Danniel olduğunu söylemişti. Böylece İlayda'nın sataşmaları Shizuka yerine Dannielı hedef almışlardı.

Danniel defalarca kez gönül almaya çalışsa da İlayda'nın tavırları devam etmişti. Hatta Danniel ablasının kitaplarını en sonunda getirmişti ancak bu seferde İlayda almayı reddetmişti (daha sonra Shizuka, Danniel'ın ablasının araştırmalarını kaçırmanın büyük bir aptallık olduğunu söyleyip, ileride belki öğrenecekleri Shizuka'nında işine yarayabileceğini söyleyince İlayda kitapları almayı kabul etmişti).

Shizuka başvuru yaptığından beri kılıç çalışmalarını arttırmak için işi ekiyordu (ki Bay Hastingsin bu konuda hiç sesini çıkarmayıp kızı destekliyordu). Bir gün akşam üzeri, Shizuka evin arka bahçesinde antreman yaparken kapı çalmıştı. Bulaşıkları yıkayan İlayda pencereden Shizukaya seslendi:

"Shizukaaa, kapı çalıyor sen bakar mısın? Ellerim pis."
"Tamamdııır." deyip kapıyı açtı. Kapıyı açar açmaz gözünün önünde bir kağıt parçası göründü.
"Sınav yerimiz belli olmuş!" dedi heyecanla Danniel. "Zarf yarım saat önce geldi. Gelir gelmez hemen buraya koştum!".
O sırada İlayda yanlarına gelip soğuk soğuk "Sen miydin, Danniel." dedi.
"Selam İlayda, nasılsın?"
Kız ifadesizce "İyi" deyip içeri gitti.
"Beni asla affetmeyecek."
"Boşver elbet unutacak. Ben henüz posta kutusuna bakmadım, hemen gidip..."
"Biliyorum, çünkü zarfı ben aldım!" deyip heyecanlanarak öteki zarfı gösterdi "ikimizde aynı eğitim alanındayız. Kuzeybatı eğitim kampı!"
"Danniel! Özel hayata biraz saygı, değil mi?"
"Neyin özeli Shizuka? Beraber başvurduk... Gereksiz yere kızacağına sevinmelisin."
Kız kendisinin de gereksiz bulduğu tepkiyi bırakıp "Sevindim tabii" diye gülümsedi. Sonra Danniel'ın omuzunun üzerinden kağıda bakıp "Peki alana ne zaman gideceğimiz yazıyor mu?" diye sordu.
"Evet, 3 gün sonra sabah 6'da orada olmalıyız."
"NEEE? ŞAKA YAPIYORSUN! Ben sabah 10'da evin karşısındaki iş hanına gidemiyorum sabah 6'da bir de oraya varmamız lâzım! Ooooof Danniel, hepsi senin suçun!"
Kahkaha atan Danniel " Bence şu an en son üzülmen gereken konu bu olmalı" dedi.
Shizuka mutsuz mutsuz "Eğitim boyunca şikâyetlerimin devam edeceğinden şüphen olmasın. Neyse, aynı alanda olmamızın şerefine yemeğe kalsana."
"İlayda eğitim öncesi beni zehirlesin diye mi? Sağol, kalsın. Nasıl olsa 3 gün sonra beraber başbaşa yemek yiyeceğimiz bir sürü günlerimiz olacak" diye gülümsedi.
Shizuka kıkırdayıp "Sen bilirsin" dedi.
Arka bahçede hava kararıncaya kadar antreman yaptılar, sonra da Danniel ayrıldı.

3 gün sonra Shizuka yatağından söve söve kalkıp hazırlandı. İlayda da onun hazırlanmasına yardım etmek ve uğurlamak için kalkmıştı. Vedalaşırken kızın gözleri doldu "Yapma gene İlayda, 2 sene sonra tekrar beraberiz. O sırada sende iyi çalış bir doktor olarak çık karşıma."
İlayda gözleri dolu şekilde kafasıyla onaylaıp Shizuka gözden kaybolana dek kapıda bekledi.
Shizuka bir süre yürüdükten sonra yol üstünde Dannniel ile buluştu ve Kuzeybatı eğitim kampına beraber yürüdüler.

Eğitim kampına verilen saatten 3 dakika önce varabildiler. Alanın girişini yüksek tel örgüler kaplıyordu. Tel bir kapının önünde ikisi kız, ikisi erkek olmak üzere dört katılımcı bekliyordu.
Danniel aniden durdu ve bakışlarını sağ çaprazında bulunan çocuğa sabitledi. Şaşkın aynı zamanda soğuk ve mutsuz görünüyordu. Shizuka Danniel'ın bakışlarını takip etti.

Danniela aynı soğuk bakışlarla ancak ifadesiz bir suratla cevap veren bir çocuk görmüştü. Çocuğun uzun siyah saçları sırtının ortasına kadar geliyordu, saçlarını ensesinde bir tokayla bolca toplamış, saçlarının bir tutamı omuzlarına kadar indirmişti, diğer tutamlar ise alnına dağınık bir şekilde düşüyordu. Omuzlarına ve alnına düşen siyah saçlar, gümüş soğuk gözlerini daha da belirginleştiriyordu. Çocuk sırtını bir ağacın gövdesine yaslamış, kollarını birbirine geçirmiş, sol ayağını sağ ayağının üzerinden geçirmişti. Bir kaç saniye Danniela baktıktan sonra kafasını sağa çevirmişti.

Meraklanan Shizuka "N'oldu Danniel? O çocuk kim?" diye sordu.
Danniel soğuk bir sesle "Lawrance Sage." diye yanıt verdi.

Sage Ailesi... Mecliste Strausslar kadar etkili, savaşta en az onlar kadar güçlü tek aile. Her iki aile arasında genelde hemen hemen her konuda bir gerilim olur, birbirleriyle bir türlü anlaşamazlardı.

"Anlamıyorum." dedi Danniel "genelde Strausslar ile Sageler aynı gruba denk gelmezlerdi".
Shizuka ne diyeceğini bilemediğinden sustu. Anlaşılan bir Strauss ile Sage'nin aynı grupta olmasını garip bulan tek Danniel değildi. Diğer üç katılımcı da Dannielı gördükten sonra şaşırmış kendi aralarında ki konuşmayı bitirmiş, bir Danniel'a bir Lawrance'a bakıyorlardı. Durumu tek umursamayan Shizuka ve belki de ifadesiz kalan Lawrancetı.

Neyseki kısa bir süre sonra tel kapı açılıp, eğitimci gözükmüştü. Böylece tuhaf hava biraz yumuşamış oldu. Eğitimci açık kahverengi saçlı, koyu kahverengi gözlü, yirmili yaşlarının ortasında biriydi.

"Kuzeybatı eğitim kampına hoşgeldiniz. Eğitim kampının yolunu size ben göstereceğim. Sorular, tanışmalar, bilgi vermeler kamp alanına yapılacaktır. Bu yüzden oraya gidene kadar mutlak bir sessizlik istiyorum. "

Herkes bu uyarı üzerine sessizce kapıdan geçip eğitimciyi takip etti.
3. Bölüm: Tanışma

(click to show/hide)Eğitimciyi yaklaşık 1 saat takip etmişlerdi. En sonunda ormanın derinliklerinde geniş bir alana gelmişlerdi. Alana 6 tane çadır dizilmişti. Eğitimci alanın ortasında durdu. Kampa vardığını anlayan katılımcılar dinlenmek için oturdular. Herkes oturunca eğitimci konuşmaya başladı.

"Eğitim boyunca konaklayacağınız yer burası. Herkes kendine bir tane çadır seçecek ve orada kalacak. Su ve yiyecek ihtiyaçlarınızı ormanda bulunan kaynaklardan karşılayacaksınız. Bizler hiçbir ihtiyacı karşılamayacağız, sadece ağır hastalık ve yaralanma olduğu zaman müdahale edeceğiz. Hergün eğitim sabah 6'da kısa süreli bir antremanla başlayacak."

Shizuka inleyip Danniela kötü kötü baktı. Danniel ise Shizukaya bakmamaya çalışıyordu.

"Daha sonra,sizlere özel hangi silahları kullanıyorsanız, o silahta ustalaşmış eğitmen göndereceğiz. Öğleden sonra enerji kullanımları üzerine eğitim alacaksınız. Akşam üzeri ise avlanmanız için serbestsiniz. Bu program sadece 3 aylıktır. 3 ayın sonunda grup üyelerinin durumuna göre program yenilenecektir."

Açık kumral saçlı kız "Peki ne gibi değişiklikler olacak?" diye sordu.

"Bunu o zamanki durumunuz ayarlayacağı için cevaplamam saçma olacaktır. Ancak 6 ayın sonunda durumunuz ne olursa olsun ufak görevler verilecek, bunları yerine getirmeniz beklenecek. Bu görevleri gene kendi eğitim alanınız içinde gerçekleştireceksiniz tabi... Başka sorusu olan?"

Gene aynı kız "Peki hasta veya yaralı olduğumuzu nereden bileceksiniz?
"Enerji algılayıcısı yüksek olan eğitimciler sezecektir. Ayrıca çadırlarınızın içinde acil durumalara karşı fırlatmanız için kırmızı fişek bulunmaktadır. Başka soru yoksa benim sizleri tanımam gerek."

Shizuka elini kaldırdı.
"Evet?" dedi eğitimci.
"Siz kimsiniz?"
Eğitimci gülümseyerek "Özür dilerim kendimi fazla kaptırıp, tanıtmayı unuttum. İsmim Sam. Sizlerin sabah ki ısınma antremanınızdan ben sorumluyum." diye gülümsedi. "Ayrıca, sizlerin durumu ile ilgili raporları da ben yazacağım için benle iyi geçinseniz iyi ederdiniz." diye güldü.

Siyah saçlı ve siyah gözlü çocuk "Peki enerji kullanma seviyeniz nedir?".
"Enerji algılayıcıyım."

"Her neyse artık sizler hakkında bilgi almam lazım. Sırayla hangi silahı kullandığınızı, enerji seviyenizi ve kullanıyorsanız büyü gücünüzü söyleyiniz. Önce bayanlardan başlayalım." diyerek ilk soruları soran kıza baktı.

Açık kumral saçlı, yeşil gözlü kız "İsmim Ruth. Silah olarak küçük, bazen ucu zehirli hançerleri kullanıyorum. Enerji seviyesi olarak cisimleri algılayabiliyorum ama insanları henüz sezemiyorum. Hiçbir büyü gücüm yok ama az çok bitkilerden anlıyorum."

"Pekala sıradaki."
Açık kahverengi saçlı, ve ela gözlü kız, "Ben, Rei. Silah yerine yakın dövüşü tercih ediyorum. Henüz yanılsam da bazen cisimleri algılayabiliyorum."

"Sıradaki."
"Shizuka bende. Silah olarak kılıç kullanırım. Genelde tek kılıç tekniğini tercih etsem de yeri gelince çift kılıç tekniğini de kullanabiliyorum. Henüz bir enerji seviyem yok maalesef" dedi utanarak "büyü gücüme de bakmadım. "

"Artık baylarıda tanıyabiliriz."
Siyah saçlı ve siyah gözlü çocuk "İsmim, Masamune. Silah olarak çift balta kullanıyorum. Cisimlerin enerjisini algılayabiliyorum. Büyü gücü olarak cisim kontrolü kullanıyorum."
"O nasıl bir güç" diye atladı Ruth.
"Onları yerinden oynatabiliyor, cisimine göre belli bir sayıda çoğaltabilip, şeklini değiştirebiliyorum."
"Kullanışlı gibi duruyor" diye düşüncesini belirtti Shizuka. O sırada böyle bir gücün silah tamirinde ne kadar faydalı olacağını düşünüyordu.
"Teşekkür ederim hanımlar." diye gülümsedi Masamune.

"Sıradaki."
"İsmim Danniel. Silah olarak genelde tercihim yay kullanmaktır ancak yakın dövüş için gerekirse kılıçta kullanabiliyorum. Hem cisimleri hemde insanları sezebiliyorum, bazen sıradaki hareketlerini bile enerjilerinden algılayabiliyorum. Büyü gücü olarakta Ateş kullanıyorum."

"Ve son olarak..."
"Lawrance. Silah olarak kılıç kullanıyorum. Hem cisimleri hem insanları seziyorum. Ayrıca bir sonraki harakterlerini rahatlıkla sezebiliyorum. Büyü gücü olarak yıldırım kullanıyorum."
O sırada Ruth hayran hayran Lawrance'a bakıp "Müthiiş, enerji algılamada neredeyse tamamen ustalaşmışsın!" dedi.

"Strauss ve Sage aileleri her zamanki gibi önden başlıyor." diye içinden geçirdi Sam.

"Pekâla, yarın sabah 6'da burada hazır olmayı sakın unutmayın ve gecikmeyin. Bugün öğleden sonra silah ve enerji eğitmenleriniz gelecek, onlarla tanışacaksınız. Sizi tanımak için ufak bir testten geçirecekler. Şimdilik kamp alanınızı keşfetmek ve birbirinizi daha iyi tanımak için serbestsiniz. " deyip oradan uzaklaştı.
4. Bölüm: Kamp Alanı

(click to show/hide)Eğitmen gidince herkes bir süre oturduğu yerde sessizce kalmıştı. Danniel ayağa kalkıp "En azından diğer eğitmenler gelene kadar kalacağımız çadırları seçsek iyi olacak." dedi.
Çadırlardan üçü sağ tarafta diğer üçüde sol tarafta, hafif bir kavis çizecek şekilde karşılıklı dizilmişti. Ortada ise kamp ateşi için bir kaç odun ve taş önceden konmuştu.
Rei omuz silkip "Benim için çadırın yeri çok önemli değil." dedi. Masamunede ona katıldı.
"Pekala, kimsenin seçme niyeti yoksa ilk ben seçiyorum" dedi ve ayağa kalktı. Böylece sırayla soldaki ilk çadırı Danniel, Shizuka ve Rei aldı. Sağdaki ilk çadırı Masamune, yanını Lawrance onun yanınıda Ruth almıştı.

Herkes çadırlarını seçince Masamune keşif gezisine çıkacağını söyledi gitmeden önce Rei'de davet etti. Kızda boş durmaktansa etrafı keşfetmenin daha iyi olacağını söyleyip ona eşlik etti.

Shizuka çadırına girip çantasındaki eşyaları boşaltıyordu. Çantasının en dibinde büyük bir poşet gördü. İçini açtığında İlaydanın küçük kutu ve şişelerin içine bir sürü ilaç, merhem koyduğunu gördü. Üzerlerine kullanma talimatları ve ne işe yaradıklarını bile yazmıştı. Shizuka gülümsedi ve hepsini çadırının sol köşesine dizdi. Ardından poşetten bir kitapçık çıkarmıştı. Bazı şifalı bitkilerin resimleri ve ne işe yaradıkları yazıyordu. Shizuka kitabı alıp Danniela göstermek için çadırdan çıktı.

"Danniel baksana İlayda--" derken Danniel'ın soğuk soğuk Shizuka'nın karşısındaki çadırın önünde duran Lawrance'a baktığını gördü.
Lawrance ise kendi eşyalarını düzenlemekle meşguldu.
Shizuka'nın lafları üzerine Danniel kendine gelip "Hı? Ne diyordun, Shizuka?"
"Danniel hâlâ bu çocuğa mı takıksın? Daha tek kelime etmeden ne bu soğukluk? Amma önyargılısın!",
"Taktığım falan yok."
"Hııı tabi..." deyip sonra muzip muzip damarına basmak için "yoksa enerji seviyesi senden daha iyi diye kıskanıyor musun?"
"Bu benden daha iyi veya güçlü olduğunu göstermez. Savaşmak sadece enerji seviyesi değildir!"
"Hmmmm, bilmem ki. Baksana Ruth gözlerini ondan alamıyor. Bazıları daha iyi olduğunu düşünüyor sanki" dedi, bir yandan kıkırdamamaya çalışıyordu.
"O kızın benden değilde, Lawrancetan hoşlandığı için üzülüp, kıskanmamı bekleme."
Bu sefer Shizuka gülmesini saklamadı "Bilmem ki," diye kız üstelemeye devam etti "gizemli, soğuk ve güçlü... Bir çok kız için çekici özellikler, bir bakarsın bende hoşlanmaya başlar--" derken Danniel'ın soğuk bakışları kızı ürkütüp susturdu. Bu sefer çocuğun fazlasıyla kızdığı anlaşılıyordu.
"O zaman ben sizi başbaşa bırakayım, hiç aranıza girmiş olmayayım" dedi buz gibi bir sesle ve arkasını dönüp hızla uzaklaştı.
Fazla ileri gittiğini anlayan Shizuka arkasından "Aaaa, Danniel! Sadece şaka yapıyordum!" diye seslensede çocuk arkasına bakmamıştı.

Shizuka solunu döndüğünde Ruth ve Lawrance'ın onu izlediğini fark edince utanıp sustu.
Ruth "Sevgilinle kavga ettiniz anlaşılan" dedi.
"Danniel benim sevgilim değil, çok samimi bir arkadaşım" diye düzeltti.
"Öyle mi?" dedi Ruth şaşkınlıkla "Arkadaşlık için biraz fazla samimisiniz gibi geldi."
Shizuka omuz silkip oturdu. Bu tarz yakıştırmalara alışıktı.
"Enerji çalışması daha önce hiç yapmamışsın, öyle mi?" diye konuyu değiştirdi Ruth "Eğitmene öyle dedin. Büyü gücün olup olmadığına da bakmamışsın."
"Doğru."
"Anlaşılan ustalaşma konusuna pek ilgin yok. Buraya sırf Danniel ile vakit geçirmeye mi geldin?"
Direk bu şekilde yargılanma karşısında Shizuka sinirlenmişti ama gerilim çıkarmamak için kendini tutmaya çalışıyordu "Anlaşılan sen daha önce hayatında hiç çalışmadın." dedi Shizuka soğuk soğuk.
"Çalışmadım ama ne alakası var ki?"
"Ben günümün büyük çoğunluğunu çalışarak geçirdiğim için antreman yapmaya çok az bir vaktim kalıyor. Ayrıca bu tarz şeyleri bilmeyen bir çiftin yanında kaldığımdan da beni eğitecek insan sayısı çok az. Özel eğitmenlere ödeme yapacak çok durumumda yok. O yüzden sadece kılıç kullanma ve hız konusunda kendimi geliştirebildim. Onu da sağolsun Danniel'ın abisi sayesinde yapabildim."
Kız gözlerini kısarak "Ailen bir savaşçı olmadığı halde Strauss ailesi ile nasıl bu kadar samimi ilişkilerin olabiliyor?"
İyice sıkılan Shizuka "Beni bu ülkeye Bay Lucius Strauss getirdi, bir ailenin yanına yerleştirdi. O yüzden sorumluluk duyduklarından arada durumumun nasıl olduğuna bakarlar."
"Doğru! Başka bir ülkeden gelmiştin. Eğitmene öyle söylemiştin." diye devam etti Ruth.
"Evet. Kuzeyden geliyorum."
"Hangi ülkeden peki?"
"Geldiğim bir ülkenin artık ismi yok."
"Neden ki?"
"Çünkü savaşta aldığı darbelerden ötürü haritadan silindi. Geriye bir şey kalmadı, doğal olarak ülkede silindi." dedi Shizuka ifadesizce. O günleri hatırlamak doğal olarak hoşuna gitmiyordu.
Lawrance gözlerini Shizukaya dikip bakıyordu, konu ilgisini çekmiş gibiydi.
"Üzgünüm" dedi Ruth.
"Sorun değil" dedi Shizuka. Kızın daha fazla konuşup canını sıkacağını düşündüğünden uzaklaşmak için "Neyse, ben gidip Dannielı bulayım." diyerek ayağa kalktı Shizuka. Bir kaç adım atmıştı ki arkasından Lawrance "Kılıçlarını almadan mı gideceksin?" diye seslendi. Şaşırıp Lawrance'a baktı Shizuka.
"Farkındaysan ormandayız. Bir sürü hayvanın saldırma olasılığı olduğunu biliyorsundur." dedi.
Shizuka biraz utanmıştı, "Haklısın, sağol" deyip çadırından kılıçlarını alıp Danniel'ın gittiği yöne doğru gitti.

Shizuka yaklaşık 20 dakika yürümüştü. Yol üstünde tehlikeli bir hayvana denk gelmemişti. Bir süre sonra su sesi duymaya başlamıştı. Sese doğru yürüyünce Danniel'ın oku ile gölün kenarındaki bir kurbağayı hedef aldığını gördü. Hedefini ayarlayınca kurbağayı vurmuştu. Sonrada dönüp Shizukaya baktı.

"İyi atıştı" dedi Shizuka. Ama Danniel yanıt vermedi.
"Danniel! Az önce sadece şaka yapıyordum!"
"Biliyorum."
"Eeeeee, daha ne o zaman."
"Hoşuma gitmedi."
"Tamam, peki, özür dilerim daha yapmam söz. Barıştın mı?"
Danniel kafasını salladı sırf.
"Ne yapacaksın o kurbağa ile?" diye sordu Shizuka.
"Akşam yemeği. Avlanmak için fırsat varken bende kullandım." dedi. "Seninde henüz enerji algın yokken ormanda tek başına buraya gelmen iyi cesaret."
"Ruth gevezeliği ile canımı sıktı bende kalktım." Sonra elindeki kitabı farkedince. "Baksana İlayda bitkiler hakkında bir kitap hazırlamış. Burada yenebilecek, iyileştirmede kullanılabilecek bir sürü şey var."
Danniel kitaba baktığında "Bu kızın çalışkanlığı ve aşırı düşünceli olması beni her geçen gün daha da şaşırtıyor. Ne kadar güzel düşünmüş".
Shizuka gülümsedi.


Danniel biraz daha avlanırken Shizukada çevredeki bitkileri kitaptan buluyor, faydalı olabilecekleri topluyordu. Kampa döndüklerinde Masamune ve Rei çoktan gelmişlerdi. İkisi de biraz balık tutmuşlardı. Danniel da avladıklarını koydu.
"Bunları paylaşabiliriz" dedi Masamune. "Ancak bir daha ki sefer için bir iş bölümü ayarlayıp, organize etsek iyi olur. Ve belki de kamp için bir lider seçmeliyiz. Bu tarz şeyleri ayarlayıp, ihtiyaçları sürekli takip edip, durumlarını kontrol edecek, eksik olduğunda sırası geleni yönlendirecek biri."
"Lawrance olabilir" dedi Ruth. "Hem aramızdaki en güçlü o gibi duruyor."

Danniel "En güçlü olduğuna dair bir kanıt var mı? Ayrıca onun gibi kendini beğenmiş birinden emir almaya niyetim yok."
"Benimde senin gibi mızmızları yönlendirmeye niyetim yok" diye karşılık verdi Lawrance.
Bunun üzerine sinirlenip Danniel kılıcını çekmişti ki, Shizuka bunu tam zamanında görüp kendi kılıcıyla Danniel'ın önüne geçip "DANNIEL KES ŞUNU!" diye azarlayıp, onu durdurmuştu.
O sırada Masamunede Lawrance'ın karşılık vereceğini sezmişti ki o da kendi baltasıyla Lawrance'ın kılıcını durdurup "Sende sakinleş, Lawrance." dedi.
Danniel ile Lawrance birbirlerine soğuk soğuk baktıktan sonra aynı anda kılıçlarını kınına geri soktular.

"Öncelikle," dedi Masamune "kimin kimden daha güçlü olduğunu hiçbirimiz söyleyemiz"
"Ki, zaten yönlendirme güçten önce sorumluluk isteyen bir davranış." diye atladı Shizuka.
"Doğru" diye onayladı Masamune. "O yüzden bu gerilimden ötürü Danniel ve Lawrance için bir sakıncası yoksa onlar dışında birini aramızda seçsek iyi olacak." dedi.
Dannniel ve Lawrance bu teklifi onaylamışlardı ve oybiliği ile Masamuneyi lider seçmişlerdi.

Masamune toplanan suları ve avlanan hayvanları koymak için, 2 tane ağacı baltasıyla kesmiş, azıcık şekil verdikten sonra büyüsünü kullanıp şekillerini değiştirip dolap yapmıştı.

Bütün bu ayarlamalar süresince vakit çoktan öğleden sonrayı bulmuştu ve kamp alanında 7 eğitmen birden görünmüştü.

panres:
Baya güzeldi. Cümleler okurken sıkmadı akıcıydı.

Amahara:
Çok teşekkür ederim ^^

Amahara:
pek okuyucum olmasa da ben 2. bölümü ekledim :D

panres:
Eğitim kampı başladı. Eline sağlık güzeldi.

Navigasyon

[0] Mesajlar

[#] Sonraki Sayfa

Tam sürüme git