-http://www.anitr.com/anitr_manga.png

İletileri Göster

Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz


Mesajlar - Mr X

Sayfa: 1
1
         Bu güzel konu için öncelikle teşekkür ederim. Maalesef internetin ve sosyal ağların büyük bir yan etkisi olan yozlaşma, etkisini iyiden iyiye hissettirmeye başladı. Hiçbir konuda hiçbir bilgisi olmayan insanlar ne gariptir ki her konuda fikir sahibi oluyorlar. Bunun en bariz örneklerini de anime severler arasında ki “otaku”larda görüyoruz. Bu tabir hiç de iyi manalara gelmeyen bir anlam içeriyor. Zaten bir arkadaşımız (beyza22) bunun biraz izahını yapmış. Daha fazla bilgi için şu animeyi izleyebilirsiniz: http://kissanime.com/Anime/Otaku-no-Video
     Bu sözü geçen karakterlerin (otaku) birkaç bariz özelliği var. Gözüme en çok çarpanlar şunlar:
  - Kendilerini kesinlikle anime hakkında otorite zannediyorlar. Bazılarının yüzeysel bilgileri olduğu doğru. Ama bunun ne önemi var. Burada ülkeyi, milleti, insanlığı kurtarmıyoruz. Şahsım adına ben animeyi eğlenmek, iyi vakit geçirmek için seyrediyorum. Böyle basit bir mesele için kimseye hakaret etmeye hakkım yok.
  - Kesinlikle eleştiriye açık değiller. Asla ve Kat-a kendilerini eleştirilemez bir konumda zannediyorlar. Eleştiriyi bir hakaret şekli zannediyorlar çünkü kendileri bu amaçla kullanıyorlar.
  - En koyusundan Faşistler. “Ya benim gibi düşünüp, benim sevdiklerimi seveceksin ya da sana yaşam hakkı tanımayacağım” şeklinde bir anlayışları var. Sevdikleri anime en iyi anime, sevmedikleri anime en kötü animedir. Asla onlardan farklı düşünemezsiniz.
  - Türkçe özürlüler. Yazdıkları yazıyı geriye dönüp okumuyorlar. Kelimeleri yanlış ve eksik yazıyorlar. Hepimiz hata yapabiliriz ama bu kişiler sanki kasıtlı bir şekilde bunu yapıyorlar. “Memnun oldum” yerine “Memlun oldum”, “sanırım” yerine “sanırsam”, “yanlış” yerine “yalnış” gibi. Bağlaçtan önce veya sonra virgül koyuyorlar ( , ve /  ve , ). Benim gibi cahil birisi bile bunları bilebiliyor. Hangi ülkede yaşıyorlar, aldıkları eğitim ne işe yarıyor farkında değiller.
  - Hiçbir Milli ve Manevi değerleri yok. Tamamen “asimile” ve “dejenere”  olmuşlar. Her türlü manevi değere hakaret etmek en sevdikleri şey. Yine  bir arkadaşımız buna da değinmiş (PeaceDLuffy). Maalesef içimizde yaşayan yabancılar. Yirmi yıl önce kesinlikle böyle bir nesil yoktu. (Neden animeseverler için de bu gibi insanların oranı daha fazla anlayabilmiş değilim.)
    Evet yazdıkça insanın yazası geliyor. Örnekler çoğaltılabilir.

2
Anime Genel / Ynt: Animelerde sevmediğiniz şeyler
« : 16 Mart 2015, 01:52:15 »
      Yaklaşık iki yıl önce “Animelerde Sevmediğiniz Şeyler” sayfasına sevmediğim şeylerden birkaç örnek vermiştim. Doğrusunu söylemek gerekirse çok fazla itiraz ve tepki ile karşılaşacağımı zannediyordum. Bir tepki hariç özel bir itiraz ile karşılaşmadım. Yazımı okuyan herkese tahammülleri için teşekkür ederim. Ayrıca burada okuyacaklarınızın benim kendi şahsi fikirlerim olduğunu, hiç kimseye dayatmadığımı, dayatamayacağımı ve bana karşıda herhangi bir dayatmada bulunulamayacağını hatırlatırım.
      İlk yazımda da belirttiğim gibi asıl yazmak istediğim “şeyi” şimdi yazıyorum. Lütfen bu yazıma da tahammül edin. Şimdi gelelim asıl meseleye; Animelerde sevmediğim şeylerin başında Anime’nin ta kendisi gelmektedir. Evet yanlış okumadınız, anime arşivi üç terabaytı geçen bendeniz, animeden hoşlanmamaktayım. Bu yaman çelişkiyi şöyle izah edebilirim: “Anime bana göre zararlı bir alışkanlık. Tıpkı alkol gibi, uyuşturucu gibi, sigara gibi.” Bağımlısı olduğum için kurtulamıyorum. Zararlı olduğunu bildiğim halde nefsim bırakmak istemiyor, bırakamıyorum. Kendime ve çevreme hiçbir yararı yok. Yok, hiçbir yararı yok. Tamamen faydasız ilim. Aksine zararı var, hem de oldukça fazla zararı var. Örnekler vererek izahta bulunmaya çalışacağım. Sanırım en çok yapılan anime türü “okul” animesidir. Bize tasvir edilen okul yaşantısına bakarsak, inanılmaz bir ahlaksızlık, inanılmaz bir yozlaşma almış başını yürümüş. Sanki Japon okullarının “genelevden!” bir farkı kalmamış. Zerre kadar ahlak sahibi olan bir kızın asla giymeyeceği okul kıyafetleri, varlığı ile yokluğu belli olmayan ultra-süper-kısa-mini etekler (Bir de rüzgar veya başka bir sebeple minileri havalanınca güya utanmaları yok mu), okul mayosu fetişistliği, beden eğitimi kıyafeti fetişistliği, kendini tereddütsüz sevdiğinin koynuna atan (aptal) kızlar, sevgi ile şehveti ayırt edemeyen ergenler, saçma sapan okul kulüpleri, arkadaşlar ile gidilen olmazsa  olmaz kaplıca gezileri ve bu gezide yaşanan “yanlış anlaşılmalar”, artık gına getiren tsundereler, daha önce bilmediğim ve asla bilmek istemeyeceğim ama mecburen öğrendiğim yandere, dandere ve bilmem-ne-dereler, fazlasıyla gözümüze sokulan gereksiz çıplaklık, farkına varmadan ruhumuza sokuşturulan pedofili ve benzeri v.b. v.b. Bakın bu yazdıklarım hepimizin seyrettiği şeylerden alınmış örnekler (Toradora, Chuu Bra, Zoku Sayanora Zetsubou Sensei, Upotte, Nazo no Kanojo X, Bokura wa Tomodachi ga Sukunai, Denpa Teki na Kanojo, GTO, Hatsukoi Limited, R-15, Full Metal Panic Fumofu, daha yazayım mı?). Ayrıca “okul, ecchi, mecha, shounen” gibi bir sınıflandırmaya gitmeden genelleme de yapalım: Hiçbir çizgisi, sınırı olmayan en aşırı uçlarda cinsellik. Öyle bir sınırsızlık ki kelimelerle ifade edemiyorum. En anlaşılabilir ifade ile “ensestlik”. Vereceğim örnekler yine hepimizin bildiği örnekler. Mesela “ ---emono-at---” serisi. Buram buram ensestlik, buram buram pedofili kokmakta. Hele en son yayınlanan “---ukimono-at---” yok mu. Alın size bir örnek daha “--houka Kou--- no  ---ttou---”. Yine iki kardeş arasında ki çarpık ilişki imaları. Buyurun bir tane daha: “--rdock --ramble” üçlemesi. Bir tane daha: “--ve -ezzle: --kaijika-- no -oseitac--“. İki kardeşi yatağa sokmaya çalışmak için bayağı bir kafa yormuşlar. Kesinlikle hepsi bu kadar değil. Örnek teşkil etmemesi için bu kadarı ile yetiniyorum. Yukarıda yazdığım animelerde sadece güçlü imalar var. Ancak öyleleri var ki ima değil, bizzat ensest ilişki yaşanıyor. İsimlerini yazmayacağım. Lütfen sizde yazmayın. Anime ile haşır-neşir herkes seyretmiştir. Çünkü anime video sitelerinde, Türkçe altyazı sitelerinde hepsi istisnasız var. Özel bir araştırma yapmanıza gerek yok. Sürekli bunlarla karşılaşıyoruz. “Hentai” olmadığı(!!!) için tüm video sitelerinde mevcut. Artık bunlar da sapkınlık değilse neye sapkınlık denir, bilemiyorum.
     Bu yazıyı okuduktan sonra “-Hayır, anime deyince bunlar aklımıza gelmiyor” diyeceğinizi biliyorum ve hemen karşı kanıtımı sunuyorum: Lütfen bu yazıyı okuduğunuz sayfanın en başına, yukarıya bakın. Ne görüyorsunuz? Dört tane yarı çıplak genç kız veya çocuk. İşte kanıtım. Anime deyince hepimizin aklına böyle şeyler geliyor ve maalesef bunun farkında bile değiliz. Burada ahlak bekçiliği yapmıyorum. Kimseye akıl vermiyorum. Olaya farklı bir açıdan bakıyorum. Tekrar olacak ama yine hatırlatma gereği duyuyorum: Burada sadece ve sadece kendi düşüncelerimi yazıyorum. Bana katılmanızı beklemiyorum.

3
Anime Genel / Ynt: Animelerde sevmediğiniz şeyler
« : 25 Mart 2013, 04:18:53 »
   Bu  konunun açılmasına ne kadar sevindim bilemezsiniz. Buna benzer bir konu açmayı planlıyordum ama “linç” kampanyasına uğrayacağımı düşünüp vazgeçmiştim. Şimdi benim yerime başka biri günah keçisi olmuş durumda. Konuyu açan arkadaşa çok teşekkür ederim [:ok: ]
   Animeler de sevmediğim, tiksindiğim, nefret ettiğim en önemli şey “içki” ve “sigara” kullanımı. Özellikle sigara kullanımını fazlasıyla abartıyorlar ve kesinlikle özendiriyorlar. Bu iki kötü alışkanlığı bilinçli, kasıtlı ve belli bir düzen içerisinde bizlere pompalıyorlar. Seyrettiğimiz yapımlarda ki karakterleri şöyle bir hafızamızda denetlersek mutlaka içki ve sigara kullanımının olduğunu görürüz. Hatta şöyle iddialı bir tez ortaya atayım: İçki veya sigaranın hiçbir şekilde görülmediği, kullanılmadığı on anime sayamazsınız. Bu kadar iddialıyım. Bunu ispatlayamam ama anime yapımcılarının kesinlikle Japon sigara üreticilerinden (veya herhangi bir sigara üreticisinden) destek gördüğüne eminim. Animelerin özellikle çocuklar ve gençlere hitap ettiğini hepimiz biliyoruz. Bu genç kitlenin bundan etkilenmediğini kimse iddia edemez. “Şimdiye kadar ben etkilenmedim” gibi zayıf bir savunma yapamayız. Sen etkilenmeyebilirsin, ben etkilenmeyebilirim ama on iki yaşındaki bir çocuk mutlaka etkilenir. Kimsenin de şu satırlarıma itiraz edebileceğini sanmıyorum.
   Sevmediğim şeylerden biri daha: “Ecchi”... Neye ve kime yararı var anlayabilmiş değilim (elbette şahsi kanaatlerim var). Yapılışlarında ki en önemli sebep tabii ki maddiyat. Özellikle hormonları yeni yeni aktif olmuş adolenleri hedef kitlesi olarak seçmiş bir anime türü. “Yahu çok abartıyorsun” diyebilirsiniz. Bende şöyle bir cevap veririm: “Siz çocuklarınızın Ecchi türü anime seyretmesine izin verir misiniz?” Ben asla izin vermem. “Ben izin veririm” diyenlere de söyleyecek bir şeyim yok.
   Sevmediğim bir şey daha: “İnançsızlık”… Bunu bir türlü anlayamıyorum. Kahramanımız, başrol karakterimiz veya anime de ki herhangi bir kişi her türlü doğaüstü olaya, fantastik duruma maruz kalır, yine de “Ben Ateistim” der. Yerlere abuk-subuk şekiller çizer “diğer!!!” tarafa gider ve gelir ama yine de “Ben Ateistim” der. Kendisi ile çelişir. Yaşadıklarını inkar eder. Farklı inançları olanları bunun dışında tutuyorum, onlar saçma sapan da olsa bir şeye inanıyorlar. Benim vurgulamak istediğim, kişinin her türlü doğaüstü durumla karşılaşmasına rağmen hiçbir şeye inanmayarak kendisi ile çelişmesi (Haruhi Suzumiya, Gantz, Fullmetal Alchemist,  …).
    “Animelerde sevmediğiniz şeyler” kriterimi nasıl oluşturduğumu hemen izah edeyim: Seyredeceğim animeyi çocuklarımın yanında seyredebilir miyim? Annemin babamın veya bir başkasının yanında seyredebilir miyim? Eşimin yanında seyredebilir miyim? Bu kadar basit.
   Yazacağım şeyler inanın bitmedi. Ancak fazlasıyla uzun bir yazı oldu. Şimdilik ara veriyorum. Asıl yazmak istediğim “şeyi” yazmadım. Şimdiye kadar yazdıklarım hazmedilmesi zor şeyler. Animeseverlerin kolay kabullenemeyeceği şeyler. Umarım bu yazım soğukkanlılıkla karşılanır ve bir linç kampanyasına uğramam. Ayrıca bu satırları yazan kişinin (yani benim) yaklaşık iki terabaytlık bir anime arşivi olduğunu belirtmek isterim. Sabrınız için teşekkürler.
   
 

Sayfa: 1