İletileri GösterBu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz Konular - souleater
Sayfa: 1
1
Fan Fiction / [FF] İşte Amy Helton« : 22 Mart 2013, 14:41:57 »
Bu benim ilk hikayem, yorumlarınız kötüyse kötü olsun önemli değil
1.BÖLÜM=Yeni arkadaşlarım (click to show/hide) Merhaba ben Amy Helton. Size başıma gelen, daha doğrusu kendi heyecanlı hayatımın nasıl başladığını anlatmak istiyorum. Ama ilk önce kendimi tanıtmazsam olmaz. Ben kahverengi ve omuzlarına kadar uzanan saçı, kahverengi gözü orta boyu ve biraz zayıf vücudu olan biriyim. Ama gözlerim heyecandan ya da korkudan elaya dönüşür. Benim bir sürü iyi dostum ve arkadaşım vardı. Çevrem de baya genişti. Evim şehir merkezine yakında. Aslında pek evim sayılmaz kirada oturuyorum. Hafta içi okuldan sonra bir mağaza da çalışmaya giderim. Annem beni doğururken ölmüştü, babam ise 2 yıl önce… Artık başlayabilirim. O zamanlar ilkbahardı, havada esen ılık rüzgâr ve kuşların cıvıltısı ayrı bir huzur veriyordu insana. O gün dışarı çıkmak için mükemmeldi! Sabah koşusunun iyi geleceğini düşünüyordum, ama bu koşunun hayatımı değiştireceğini tahmin etmezdim. En sevdiğim parka gittim. Her yeri çam, meşe ve selvi ağaçları ve de binler çeşit çiçekle doluydu. Gün cumartesi olunca her yer çok kalabalıktı; mangal yapanlar, top oynayanlar, ip atlayanlar… Ben etrafa göz atarken arkamdan bir el tuttu. İrkildim bir an. Arkama döndüğümde kimse yoktu. “Belki rüzgârdır” diye kafamdan atmaya çalışıyordum ama bunun rüzgar olmadığını gayet iyi biliyordum. Akşama kadar parkta oyalandım, sonrada günün yorgunluğunu atmak için eve döndüm. Tam uzanacakken karnım guruldadı. Hâlbuki daha yeni parktaki büfeden yemek yemiştim. Yemek hazırlamaya mutfağa gittim. Evde doğru dürüst bir şey yoktu. Ama bu saatte dışarı çıkmaya da üşeniyordum. Evde bulunan sebzelerle bir yemek yapmaya çalıştım ama sonuç bir faciaydı. Yinede yemezsem açlıktan ölecektim. Bu yemek faciası da bitince tekrar yatağıma uzandım. Bugün arkamdan tutan kişiyi düşünüyordum, birden nasıl yok olmuştu? Uyku tutmadı. Birden bir ses duydum…: -Amy! İrkildim, biri adımı söylüyordu, evde kimse olmadığı halde! Ve komşularımda çok erken yatarlardı. Ne olduğunu anlamaya çalışırken birden önümde 2 kız belirdi. Birincisi; Kestane rengi uzun saçlı, ela gözlü, normal kilo ve normal boyda olan bir kızdı. Diğeri ise; Kahverengi kısa saçlı, yeşil gözlü, kürdan kadar ince ve boyu da diğeriyle aynıydı. Gözüm korku ve heyecandan elaya dönmüştü, birden bağırmaya başladım: -Evime nasıl girdiniz? Benden ne istiyorsunuz? Nasıl aniden buraya girdiniz? Yoksa parkta beni arkamdan tutup kaçanda siz miydiniz…? Beklemediğim bir zamanda yeşil gözlü kız ağzımı kapadı ve: -Şişşt, biraz saygı göster komşularına! Biz hırsız değiliz, bir şey değiliz. Onları böyle gereksiz bir şeyle uyandırmak istemezsin, dedi. Sesinde bir yumuşaklık vardı. Yeşil gözlü araya girdi: -Hem soruları tek tek sor hiçbir şey anlaşılmıyor. Ama ben anlamayı başardım zor da olsa, dedi biraz gülerek. İlk sorunun cevabı, bu odanın penceresinden, dedi yukarıyı göstererek. Pencere açık değildi onun üstündeki küçücük cam biraz aralıktı sadece. -Oradan geçebilmeniz imkânsız! -Hayır değil, bir ara gösteririz sana, dedi Yeşil gözlü. -Devam edeyim, senden istediğimiz şey gruba katılman. Ve birden belirmemizin sebebi de görünmezlik… Devam ederken dayanmayarak atıldım: -Ne grubu, ne görünmezliği! -Grubu birazdan öğreneceksin, görünmezlik de bir sır olsun gruba katılınca anlatılır, dedi o yumuşak ses tonuyla yine yeşil gözlü. -Son sorunun cevabı da evet bizdik. Sen her grubun istediği türde birisin; ne korkar, ne de şişman, dedi gülerek. Bu yüzden seni bizden başka gruplar da almak istiyordu. Seni almak için kavgaya girdik. Ben senin üzerine düşecektim ki, son anda senin omzundan güç alarak kalktım. -O zaman görünmezdiniz demek! dedim ani bir hareketle. -Dahisin, dedi alaycı tonuyla ela gözlü. -Şişmanlık ne alaka, onu anlamadım. -Biz fazla zıplayıp, hoplarız bunu şişmanlar yapamaz, dedi ela gözlü ve ardından kahkahayı bastı. -Ama kavga halindeyseniz cisimlerin hareketini ve sesleri duyardım. -Hayır, dedi yeşil gözlü. Bizim aletimiz var uçma, siz bizim uçuşumuzla bizi görmezsiniz. Duymamana gelince o da farklı bir alet... Aletler böyle uzayıp gider Amy. -Son bir soru daha. Benim adımı nereden biliyorsunuz? -Grubumuza almak istediğimiz kişi hakkında hiçbir şey bilmemek… Ne saçma! dedi yeşil gözlü. -Sizin isimleriniz neler? -Ela göz, dedi sırıtarak ela gözlü, diğeri onun dalga etmesine kızmıştı ama ben dediğini gerçek sanmıştım. İçimden “ne garip isim” dememle yeşil gözlünün: -Hayır, ismi ela gözlü değil! Bety, benimki ise Elizabeth. Ama kısaca Ely derler, dedi. -Benim 2. İsmim de Bety! -Evet, biliyoruz, dedi soğukkanlılıkla Bety. -Peki, lakabın ela gözlü mü? diye sordum Bety’ye Sormamla Bety’nin gülmekten yerlere yatması bir oldu. Ely ise: -Bety! diye kızdı. Hayır, bizim başka bir son teknoloji üstündeki aletimizde akıl okuyucudur, dedi yumuşak sesli Ely. Mesela şu an “İmkansız!” diye düşündün, diye devam etti tebessümle. -İnanılmaz! Diye haykırdım. Bety gülmeyi bırakmış, saatine bakıyordu ve sonra: -Geç kalmamalıyız hadi, artık soru sormaya vakit kalmadı. Bu ilginç dünyaya girmek istiyorsan elini uzat! Ben elimi uzattım ve birden… 2.BÖLÜM=Operasyon Merkezi ve Görevimiz (click to show/hide) Birden odamın tabanı açıldı. Hayır, imkânsızdı! Daha önce sapasağlam olan taban şimdi nasıl tünel gibi olmuştu !? Kesinlikle bu bir rüyaydı! Birden bir tüp bizi aşağı doğru çekti. Süpürgeyle çekiliyorduk sanki. Sesim tüpten duyulmuyordu. Gerçekten bu grup ne grubuysa çok zengin olmalıydı. Bu son teknoloji ürünlerine bakılırsa… Birden ayaklarımız yere değdi. -Oh! Tam zamanında yetişebildik, dedi Bety. -Nereye yetişmemiz gerekiyordu ki ?! -Toplantıya yetişebilmemiz gerekiyordu, derken merdivende hızlı hızlı aşağı iniyordu Ely, Bety de arkasından. Bende koşarak arkalarından yetiştim. Geldiğimiz yerin her yeri bembeyazdı. Bir okulun bahçesi kadar büyük bir alana sahipti. Bizim gibi tüplerden inen bir sürü kişi vardı. Tüplerin bulunduğu yerler platformu andırıyordu. Platformdan inen merdivenlerde yumuşak ve bembeyazdı. İnerken insana huzur veriyordu. Bu bembeyaz alanın ortasında benim yaşıtım kızlar doluşmuştu. Daha da küçük görünen kızlar ise; jimnastik yapıyor, kameralara bakıyor, belgelerle uğraşıyorlardı. Ben de Bety ve Ely gibi ortadaki topluluğa yöneldim. Ortadaki topluluk bir platformun etrafında toplanmıştı. Platformun üzerinde bir kız vardı ve diğerlerini susturmaya çalışıyordu. Merakla sordum: -Bu kim? -Onun ismi Katherine ama Katy derler. Ve grubumuzun lideridir, dedi yine o yumuşak ses tonuyla Ely. Katy: -Eveeet, herkes tamam! dedi Başkan Katy, son iki kızın da gelmesiyle. Bety: N’oldu bulamadınız mı? dedi alaycı bir tavırla. Ben bir şey anlamamıştım. Ely: -Seni grubuna almak isteyen diğer grup, dedi fısıltıyla. Ben neden 3 kişilik grup olmak zorunda olduğunu merak ettim ama sormadım çünkü Başkan Katy konuşmasına başlamıştı: -Bazıları yeni geldiği için bir şey bilmiyor, onlar için kısaca özet geçelim. Biz dünyayı kendilerince, istediği gibi yaşamak isteyenlere karşı savaşan bir topluluğuz. Başka insanları kendilerine bir çip sayesinde köle yapacaklar. Bu gruba kısaca “İ.H.Y.” denir. Bu isim bizim grubumuzun küçük bir üyesini kırmamak için konuldu. Anlamı da “İnsan Haklarını Yiyenler”. Evet kabul etmeliyim ki gülünç bir isim. Bizim teknolojimiz gibi onların teknolojisi de baya gelişmiş. Genellikle iş alanları mağazalardır. Mağazadaki elbiselerin içinde neredeyse atomdan küçük çipler yerleştirilmiştir. Mağazadaki heykel ve resimlere pek dikkat etmezsiniz ama onlar mağazayı ele geçiren İ.H.Y. grubunun bir tür aletidir. Aynı bir kamera gibi etrafı gözetlerler. İşlerin yolunda olup olmadığını böyle kontrol ederler. Bunlar mağazanın içinde bir laboratuvar oluşturur. Böylece elbiselere çip koymaları da kolaylaşır. Ama çiplerin etkisi hemen geçerli değildir. Sizlerin evlerine de gizli laboratuvarlar yapılacak böylece onların aletlerini, çiplerini vs. inceleyebileceksiniz. Şimdi kızlar (içerde hiç erkek yoktu) asıl sizi, yani bizim eğitim kişileri ilgilendiren kısma geldim: Artık çarşıdaki küçük mağazalarda değil, daha büyük ve ciddi bir iş olan AVM’lerde çalışacaksınız, dedi ve sanki sonsuza kadar sürecek olan konuşmasını bitirdi. Her yönden sevinç çığlıkları yükseliyordu. Ben bir şey anlamadım, benim gibi yeni gelenlerde etrafına şaşkın şaşkın bakıyordu. Katy tam platformdan inecekken, bir şey hatırlamışçasına geri döndü: -Ama arkadaşlarınız yeni, laboratuvarlarınızda onları eğitecek ve görevlerinizi, eğitimlerinizi onlara da göstereceksiniz, dedi. Demek Ely ve Bety beni eğitecekti. Şimdiden heyecanlanmıştım. Bety: -Artık seni evine bırakmalıyız, dedi. Tüpe yöneldik, ağır ağır ilerledik. Birden aklıma bir soru takıldı: -Görevler en fazla kaç saat sürer? -En fazla 3-4 saat… dedi Ely. -Olamaz! Ya işim, yada okul! -Merak etme, göreve gittiğinde oradaki 1 saatin gerçek dünyada 1 dakika olacak, diye cevapladı Ely. Ben: -Vay be! Benim sesimi tüpten inerken duymuyordunuz şimdi nasıl duyuyorsunuz? -Normalde duymazdık ama şimdi aklını okuyoruz, dedi Bety ama sesi hiçte bağırırcasına gelmiyordu. -Peki ben nasıl normal duyuyorum sizi? -Sen fark etmezsin ama biz sana aklımızla cevap söylüyoruz. Daha açık olmak gerekirse biz senin aklını okurken sende bizimkini okuyabiliyorsun. Ely bunları söylediğinde varmıştık bile. Birbirimize “İyi geceler” dedikten sonra ayrıldık. “Keşke bu rüya bitmeseydi…” diye iç çektim. Sanki yaşadıklarım bir rüyaymış gibi, gerçekçi bir rüya... “Eğer bu grup gerçekse katılmaya hazırım!” dedikten sonra uyuyakalmışım… 3.BÖLÜM=Arkadaşım Lucy (click to show/hide) Sabah kafamın etini yiyen alarmla uyandım. Kim bilir şu ana kadar ne kadar çok çalmıştı. Saate baktığımda saatin 9.30 olduğunu öğrenmemle uyku sersemliğini atıp aniden: -Olamaz! Geç kaldım, demem bir oldu. Bugün saat 9.00 da arkadaşlarla voleybol oynayacaktık. Telefona bakınca 3 mesaj ve 4 aramam olduğunu gördüm. Ne kadar derin uykum vardı! Apar topar evden çıktım. Bir yandan koşuyor bir yandan da arkadaşım Lucy’yi aramaya çalışıyordum. Lucy sarı saçlı ve açık kahverengi gözeriyle çok tatlı ve de çok sevdiğim bir arkadaşımdı. Tam “voleybola başlamıştır, açmaz” derken Lucy telefonunu açtı: -Lucy çayırlıkta mısınız? -Evet de sen gelecek miydin !? -Evet. Bilirsin uykum baya ağırdır, ne alarmları ne de telefonun çalış sesini duymamışım. Bunları söylerken durağa varmış, otobüs beklemeye başlamıştım. -Lucy maç bitti mi? -Yok, mola verdik. -Oh! İyi… Tam zamanında! Otobüs geldi, az sonra oradayım. Voleybol maçı bitmiş, biz kazanmıştık. Dün olanları Lucy ile konuşmak istedim. Bana söylememem gerektiğini söylememişlerdi. Bu yüzden konuşmayı düşündüm. Ama ben bile bunların gerçekliğinden şüpheliyken o nasıl inanacaktı… Yine de “bizim birbirimizden sakladığımız bir şey yok!” diyerek söyledim: -Lucy dün ne oldu biliyor musun? ... -Sakın söyleme! Yoksa sende mi ?! dedi birden. Ben arkadaşımı nerede olsa tanırdım ve orada zaten çok fazla kalabalık değildi. Yoksa onu başka bir merkeze mi götürmüşlerdi? -Nasıl? Yoksa seni demi İ.H.Y. grubuna karşı savaşmayı teklif ettiler? dedim heyecanla… Ama o bana anlamsız anlamsız bakmakla yetindi. -Üzgünüm dün bir rüya gördüm de… dedim. Onun o anlamsız bakışından kurtulmak için. Eğer gerçeği söyleseydim “gerçek değildir” diyecekti. Bende boş yere sormayayım dedim. O ise ben sözümü bitirince heyecanla atıldı: -Dün akşam balkonumdan ses geldi. Bakınca bu sesin sahibinin 2 kız olduğunu gördüm. Ama sonra birden kayboldular! dedi. Ben yine bir şey diyecektim ki, vaz geçtim. Kendi kendime “neden Lucy’yi götürmediler acaba” diye merak etmiştim. Eve vardığımda korkudan ödüm koptu. Bety güya bana sürpriz yapmak için hayalet kostümü giymişti. Kararımı sormaya gelmişler. Ben: -Hala bunun rüya olmadığına inanamıyorum! Ama evet katılacağım! dedim tebessümle. -Lucy hakkındaki sorunu cevaplayayım… Aklımı okumuş gibi konuşmuştu Bety, aslında zaten aklımı okuyordu… -Bugünkü arkadaşın Lucy’yi, o gördüğün tek kalmış ikili almak istemiş. Ama biz sizi grubumuza almak için, sizin bizi aniden karşınızda görmeniz gerek. Onlar başarısız olmuştu. Bu yüzden bir eve daha girmişler, ama bu seferde gittikleri evdeki kız uyuyordu, dedi kıkırdayarak Bety. -Bu yüzden geç kalmışlar, diye de ekledi Ely. -Siz bana sadece katılıp katılmayacağımı sormak için gelmiş olamazsınız. Çün-… sözümü Bety kesip: -Aptal mısın !? Biz akıl okuyabiliyoruz, dedi yine o alaycı tavrıyla Ely: -Sana tavsiye eğer bizim gruba girdiysen Bety’nin alaylarına aldırış etme. Ve hayır sadece kararın için gelmedik. Biz senin evine laboratuvarı kurmak için geldik. Herkesin evinde laboratuvar olması gerektiğini biliyorsun değil mi? -Evet, dün akşam Başkan söylemişti. Onlar laboratuvarı kurarken bende onları izledim. Her alet bitiminde bana; özelliklerini, ne işe yaradığını ve ne zaman nasıl kullanılacağımı anlatıyorlardı. Doğrusu çok güzel anlatıyorlardı. Benim fen ya da matematik hocam olmalarını çok isterdim… Çünkü o derslerin hocaları sadece kitabı okuyorlardı. Bety: -Zaten bu aletleri kullanırken fen dersini de matematiği de iyice kavrıyorsun, dedi gülerek. Aklımdan bilerek “Artık bir şey düşünemez oldum” dedim. Ama bunu espri namına söylediğimi ikisi de anlamıştı. Akşam olupta yorulunca: -Yarısından çoğu bitti. Bu akşam için hazır! -Bu akşam ne var ki? -Doğru söylemeyi unuttuk. Bu gece görevimiz var. Bizi izleyecek ve bize görevliler, kameralar, çıkış gibi şeyler hakkında buradan bilgi vereceksin, dedi gayet ciddi bir şekilde Ely. -Ne yani ilk günden başlayacak mıyım? -Evet cicim… Hala alaycı alaycı konuşuyordu. Bu kadar ciddi bir konuda bile… Bu kız hiç ciddi olmaz mıydı? Evet ilk heyecan bu gece başlayacak… 4.BÖLÜM=İlk Operasyonum (click to show/hide) Akşam olunca Amy artık laboratuarda hazır.Bety ve Ely sonradan geldiler.Tam onlar göreve, Amy’ de kameraların başına geçecekti ki ;Katy geldi.Bety şaşkınlıkla: -Ba… Başkan! -Evet, ben. En iyi yeni üyemize hoş geldin demek için geldim. -Ben en iyi miyim şimdi? -Evet, yani zihinlerini okuduğum kadarıyla… Herkesin aklından hala “neredeyim, bunlar da ne demek, rüyalarıma geri döndüm” gibi şeyler geçerken sen, “Ben mağazada çalışıyorum ama neden bu gibi şeyleri göremiyorum?” diyordun. Yani kendini görevine ilk andan beri adayan birisin. Bu yüzden, bugün ben kamera başında sende mağazada olacaksın! -Ama hiçbir hareketimizi göstermedik! dedi Ely. -Biliyorum. Ama gösterdiğiniz laboratuar aletleri ile idare edebilir. -Ama hiçbirini denemedim, görevi mahvederim! -O başkan! dedi Bety. Gerçekten bu görevi ciddiye alıp almadığını merak etmeye başlamıştım. -Bety haklı, ben başkanım… Artık başkandan son söz çıkmıştı, ben bu göreve gidecektim… AVM’ ye girmiştik. Ben Bety ve Ely’yi takip ve taklit ediyordun, ne yaparlarsa onu yapıyordum. Görevi riske atmayı istemezdim. Görevliler çoktu, burası büyük bir alış-veriş merkezi olunca. Bety sessizce: -Bunların içinde kesin İ.H.Y. den birileri de vardır! Ely kızgınca Bety’ye baktı, bir çıt bile istemiyordu anlaşılan. Birden heyecanlandım: -İki taraftan da görevli geliyor! -Ayak yapışkanı, dedi Ely. Onlar alışkındı, ne yapacaklarını biliyorlardı. Ben aralarında cahil kalmıştım, ama ilk görev olunca normaldi. Ayakkabılarımızın yapışkanını açtık. Artık duvarda yürüyebiliyorduk! Tavana geldik ve beklemeye başladık; 2 adam yan yana gelecekti ve üstlerine atlayıp onlarını bayıltacaktı Ely ve Bety. Birden ayakkabılarımın yapışkanı kayboldu ve düşüyordum. Arkamdan Bety tuttu ve ayakkabı roketimi işaret etti. Bety’ye hayatımı borçluydum, neredeyse kafa üstü düşüyordum yere. Bety yardımsever bir şakacı, Ely ise yumuşak ama görevler de şaka tanımaz, hata kabul etmez biriydi. Sonunda mağazaya vardık. Şaşırdım, çünkü bura benim çalıştığım mağazaydı! Başkan özellikle seçmişti, kesinlikle! Katy: -Evet, senin için seçtim burayı, dedi kulaklıkla. İlk önce senin mağazanın temizlenmesi, senin rahat olmanı sağlayacaktır. Gerçekten de bu benim içimi rahatlattı biraz. Tornavidaya benzeyen bir aletle kilidi açtılar. Arkalarından içeri girdim. Mağazadan boydan aynasının önünde durdular. Sonra Bety çantasından siyah bant çıkarıp manken ve resimlerin göz kısmına yapıştırdı. Herhalde kameraları kapatmak için… Aslında bu karanlıkta siyahlar giymiş 3 kızı kim görebilirdi ki! Aynanın kenarından tutup kendine doğru çekti Ely. İnanılmaz! Ayna bir kapı gibi açılmıştı. Aşağıya merdivenler uzanıyordu. Merdivenlerin yanında ışıklandırma olduğundan yolumuzu görebiliyorduk. Ely: -Bety sen nöbet tut, ben Amy ile aşağıdaki labaratuara gideceğim. Aşağı laboratuara indik. Ely çantasından hard diskini çıkardı. Bütün dosyaları kaydetti ve sonra bütün o bilgileri sildi. Aynı zamanda virüs de bulaştırdı. Ben bütün bu yaptıklarını hayret ve dikkatle izledim: -İş bitti mi? -Hayır, şuan sadece bilgi aktarma işi bitti. Alarm çalıyordur bile. Çabuk olmamız gerek, bunları söylerken ben ınu arkasından koşa koşa takip ediyordum. -Bety çabuk, kaçmamız gerek! -Neden ki! -Çünkü korunma kalkanları güçlüydü, kırınca ses yaptı. Benim hiç anlamadığım şekilde konuşuyorlardı. Etrafta kırılacak bir şey yoktu: -Yani? -Bilgisayarı zor açtım, açınca hemen alarm çaldı. Bizi başkaları fark etmesin diye sessiz konuşup, duvarda yürüyorduk. Görevliler mağazaya yöneldiler. İyi ki erkenden çıkmışız. Yere inecektik artık. İlk ben indim. Katy: -Arkanda, dikkat et! Ben bu sözleri duyunca refleks olarak arkaya yumruk savurdum. Buna ben bile şaştım! Arkama bakınca adamın orda olmadığını gördüm. Adam yere yığılmıştı. -Vay be! dedi Bety aşağı atlayarak. Senden beklerdim ama bu kadarını değil! Diye devam etti. Laboratuara dönünce Katy bizi tebrik etti. Sonra herkes evine dağıldı. Ben ilk günün heyecanıyla hala uyuyamıyordum. Ama günün yorgunluğundan geç de olsa sonunda uyudum. 2
Sohbet-Muhabbet / Facebook'ta Kendinizi İfşa Edin« : 02 Ocak 2013, 21:56:08 »
Facebook'ta bazılarınızı aramama rağmen bir türlü bulamıyorum, bu yüzden bu konuyu açtım: Facebook'ta Kendinizi İfşa Edin Bilmiyorum kendimi ifşa etsem mi, ama konuyu açtığıma göre ifşa etmeliyim
Ben: Zehra Betül Tüzün ( http://tr-tr.facebook.com/zehra.b.tuzun ) 3
Evet sitenin ününü duymama rağmen kararsız kalmıştım kaydolmakta. Ama bir gün kara verdim ve açtım bu siteyi. Açmamla kaydolmam bir oldu Adım Betül, daha çok küçük yaştayım (7. sınıftayım) Buralarda aktif ve kalıcı olmayı çok isterim Ne yazmam gerektiğini bilemiyorum
Sayfa: 1
|
Bu özellik size üyenin attığı tüm iletileri gösterme olanağı sağlayacaktır . Not sadece size izin verilen bölümlerdeki iletilerini görebilirsiniz
Sayfa: 1
1
Fan Fiction / [FF] İşte Amy Helton« : 22 Mart 2013, 14:41:57 »
Bu benim ilk hikayem, yorumlarınız kötüyse kötü olsun önemli değil
1.BÖLÜM=Yeni arkadaşlarım (click to show/hide) 2.BÖLÜM=Operasyon Merkezi ve Görevimiz (click to show/hide) 3.BÖLÜM=Arkadaşım Lucy (click to show/hide) 4.BÖLÜM=İlk Operasyonum (click to show/hide) 2
Sohbet-Muhabbet / Facebook'ta Kendinizi İfşa Edin« : 02 Ocak 2013, 21:56:08 »
Facebook'ta bazılarınızı aramama rağmen bir türlü bulamıyorum, bu yüzden bu konuyu açtım: Facebook'ta Kendinizi İfşa Edin Bilmiyorum kendimi ifşa etsem mi, ama konuyu açtığıma göre ifşa etmeliyim
Ben: Zehra Betül Tüzün ( http://tr-tr.facebook.com/zehra.b.tuzun ) 3
Evet sitenin ününü duymama rağmen kararsız kalmıştım kaydolmakta. Ama bir gün kara verdim ve açtım bu siteyi. Açmamla kaydolmam bir oldu Adım Betül, daha çok küçük yaştayım (7. sınıftayım) Buralarda aktif ve kalıcı olmayı çok isterim Ne yazmam gerektiğini bilemiyorum
Sayfa: 1
|