Birinin dokunuşlarını hissediyorum, bacağıma dokunuyor ama neden rahatsız hissetmiyorum? Bu dokunuşlar çok yumuşak ama neredeyse bacağımı yakacak kadar sıcak.Yeter artık bu bir rüya olmalı, artık bana dokunacak hatta benimle konuşacak kimse kalmadı.Uyan artık!
Bu da kim?Uzun siyah saçları yüzünü kapatıyor.Bir hırsız mı?Saçmalama bir hırsız neden kanayan bacağımı sarsın ki? Belki insafa gelmiştir yardım ediyordur? Yoksa o...
"Bacağını oynatabiliyor musun?" Bana mı sesleniyor? "Hey!" Ne saçmalıyor bu? " Bir hırsız bana bacağımı oynatmamı mı söylüyor?" Ne söyledim ben, beni şuracıkta öldürecek.Kim olduğunu söyleyene kadar dediğini yapsa mıydım? Ama böyle eve giren sapıkların ne yapacağı be... Sapık mı dedim ben?Sapık ve uzun siyah saçlar, o...o kesinlikle..." SESİNİ KESİP BACAĞINI OYNATMAYA ÇALIŞSANA!" Bacağımı mı oynatmamı istiyor? Neden böyle bir şey istiyor ki? "Al işte, bacağımı oynattım neden bu kadar kızgınsın H..." "NEDEN Mİ? SENİN HALİNDEN HABERİN VAR MI?!" "Ne varmış halim de!" "ŞU BACAĞINA BİR BAK, CAM PARÇALARI ÜZERİNDE DANS MI EDİYORDUN HA?! BACAĞINI OYNATTIĞINA ŞÜKRETMELİSİN!" Neden bu kadar kızgın hala anlamıyorum.Yoksa Haru benim için endişelendi mi?
Harunun yüzünden terler boşalıyordu.Heryerde kanlı bezler vardı, kanamayı durdurmak için baya uğraşmış olmalı.
Ne kadar sinirli görünse de Harunun bana bağırması hiç gücüme gitmiyor.Bu sanki, sanki bir babanın çocuğuna bağırması gibi.
Elime Harunun teri mi damlıyor? Hayır, o kadar yakın değil bana, bu sanki gözyaşı...Neden ağlıyorum ki?Doğru ya, o yaşlı bunak artık... " Hey,tamam ağlama." "Hayır,ondan..." "ÜZGÜNÜM,artık ağlama." Benden özür mü diliyor?Neden benden özür diliyor ki,bana yardım etmeseydi belki... Ama artık önemi yok... "Babam,babam öldü değil mi?" "Baban mı?Burada senden başka kimse yoktu?" Yalan söylüyor, yüzünü çevirip gözüme bakmaktan çekiniyor, kesinlikle yalan söylüyor.Ayrıca onun burada ne işi var ki? "Sen buraya ned..." "Kalkma ayağa bacağın hala iyi değil, yine senle uğraşmak istemiyorum. Ben bir şeyler almaya gidiyorum" Uğraşmak istemediğini söylüyorsun bir de...
Bacağı kanıyor,acıyor olmalı ama benden saklamak için kendini zorladığını anlayabiliyorum. Benim yaramla ilgilenirken kendisi mi yaralandı yoksa? "Haru,bacağın." "Bacağım mı? Bu kan seni taşırken bulaştı, yaralanmadım." Yine yalan söylüyor.
1 saat sonra Haru elinde hep yediği ekmeğiyle geldi.Bu ekmeği çok seviyor olmalı. Ekmeği böldü ve bir yarısını bana verdi. " Haru nasıl?" " Yedikten sonra iyice dinlen nasılsa yarın okul yok.Ayrıca bir şeye olursa yan odadayım." " Ne yan odası?!" " Sana söylemeyi unuttum değil mi? Artık ben burada kalacağım" "NE?!"