AniTR Fan Bölümü > Fan Fiction

Siyah ve Beyaz

(1/1)

Kızıl Şaman:
1 dakikada kurgulayarak oluşturduğum tek bölümlük kısa bir hikayeyi paylaşmak istedim, umarım beğenirsiniz arkadaşlar.
Aslında bu hikayeyi, bir arkadaşın manga çizmesine yardımcı olmak için yazmıştım, onun isteği doğrultusunda kısa ve ayrıntısız oldu. Hatta şu ana kadar yazdığım en kısa hikaye oldu :D
(click to show/hide)Caddenin ortasında, yağmurun kaygan hale getirdiği yolun üstünde elinde parlayan kılıcı ve sırtında beyaz kanatları bulunan bir adam duruyordu. Adamın saçları beyaz renkteydi, gözlerinde bile bir renk yoktu hatta. Renksiz gözlerini, karşıya, düşmanının bulunduğu noktaya dikti. Düşmanıda baktı "Kuro!" dedi "Yeter artık, hemen bu saçmalıktan vazgeç! Artık başka bir geçit açacak gücün kalmadı!". Kuro, karşısındaki adamın yüz hatları ve vücud ölçüleri bakımından tamamiyle aynısıydı. Ama saçları tamamiyle siyahtı. Ve elindeki kılıcından da parlak bir ışık yerine, görenlerin içine kadar işleyecek soğuk bir karanlık vardı. Ve kanatları, kanatları beyaz değildi, tam aksine bir yarasanın kanatları gibiydi ve siyahtı.

Kuro yüzüne değen yağmur damlalarını hissedebiliyordu, artık daha fazla kaçamazdı. Kılıcını daha sıkı kavrayarak "Seni hiç anlayamıyorum shiro" dedi. "Neden her zaman insanları korumak zorundasın. Artık insanların doğasını anlamadın mı! Onlar bu evrendeki en değersiz varlıklar!". Shiro, karşısındaki kişiye yüzünde bir acıma hissiyle baktı. Shiro'nun görevi, zaman boyunca yaşamak ve insan oğluna tehdit oluşturabilecek varlıkları yok etmekti. Bu nedenle büyük güçlere sahipti. Ama görevi dolayısıyla insanlara çok yakın olduğu için bazı insani duygularda oluşmuştu içinde. İstediklerini yapmakta serbest olan insalara karşı kıskançlık, öfke, nefret gibi duygular hissetmişti. Kendisi cennetin emirlerine karşı gelemezdi, çünkü emirleri yerine getirmek için yaratılmıştı. Ama insanlar, doğduklarından itibaren binlerce günah işlemiş insanlar serbestti. Shiro buna bile zar zor dayanırken, zaman ilerledikçe, içi kararmış, yalancı, dolandırıcı insanlar yükseldiler. Kurumları, hatta devletleri yönetmeye başladılar. Yozlaşma gün geçtikçe arttı, cinayet, tecavüz gibi iğrenç suçları işleyenler sokaklarda serbestçe gezmeye başladı. Yalan söylemek doğal görünmeye başladı. Shiro'nun içindeki karanlık duygular öyle güçlü olmuştuki, sonunda kendine bir vücut ve bir bilinç kazandı. İşte Kuro'nun oluşumu böyleydi. Kuro insanlar'a olan nefretini çıkartmak için dünyanın her yerinde katliamlara başlamıştı. Ve Shiro'da onu durdurmak için sayısız kes Kuro'yla savaşmıştı. İşte, artık son savaşın zamanı gelmişi.

Kuro, Shiro'ya bakarak "Zaten şu ana kadar onlar için yeterince savaşmadın mı!" diye bağırdı. "Ama karşılığında ne aldın, hiçbiri senin ismini hatırlamıyor, hergün birbirilerini öldürüyorlar, geçen her saniye dünyaya daha da zarar veriyorlar, sence de artık yok olma zamanları gelmedi mi?"

Shiro gülümseyerek "Belkide haklısın" dedi. "Ama ben gene de onları savunmak istiyorum". Kuro bu sözü duyduğunda bağırarak kılıcını Shiro'ya doğru savurdu, ve ikisi etraflarındaki caddeyi harap edecekleri bir dövüşe başlamıştı. Shiro, Kuro'nun kılıç hamlelerinden kurtulmak için kanatlarını açıp uçtu, ama Kuro'da uçarak onu takit etmeye başlamıştı. İkilinin dövüşü havada devam ederken Kuro gülümseyerek "Biliyorsun, ben senin bütün güçlerine sahibim" dedi. "Bu dövüşü ikimizde kazanamayız. Boşuna gücünü harcıyorsun". Shiro yine yüzüne üzgün bir ifade yerleştirmişti. "Hayır dedi, "Eğer geçmişteki gibi savaşırsam yenemem, ama artık senin gücünü nereden aldığını anladım!". Bu sözler Kuro'yu şaşırtmıştı, Shiro ise sözlerine devam ediyordu. "Gücünü insanlara olan nefretinden alıyorsun" dedi. "Benim tek yapmam gereken bu nefreti yok etmek". Kuro bir kahkaha patlattı. "Çok yazık! Benim insanlara olan nefretimi yok etmen imkansız!".

Shiro gülümseyerek "Tam aksine" dedi, "Çok kolay, çünkü seni anlayabiliyorum. Bütün bu savaşlarımızdan sonra seni çok iyi anlayabiliyorum Kuro. İnsanlardan nefret ediyorsun, çünkü onları çok seviyorsun". Kuro'nun gözleri irice açıldı. "Sen delirmişsin" dedi, insanları sevmek mi?". Ama Shiro ona aldırış etmeden sözlerine devam ediyordu "İnsanları öyle çok seviyorsun ki, en kötüleri yüksek konumlarda halka emirler yağdıdığı için sinirleniyorsun. İnsanları öyle çok seviyorsun ki, böyle iğrenç bir toplumda isyan etmeden yaşadıkları için onlara kızıyorsun. Kuro, onlardan nefet ediyorsun, çünkü onları çok seviyorsun. Bunu sende biliyorsun kuro!". Kuro daha da sinirlenerek "Saçmalık" dedi. Ama vücudundaki gücün kaybolmaya başladığını, varlığının silikleşmeye başladığını hissedebiliyordu. Elleri titremeye başlamıştı. Shiro, kılıç tutan elini ağırca indirerek Kuro'ya yaklaştı. "Kuro" dedi elini onun omzuna koyarak "Sen de biliyorsun, beyaz ren çok çabuk kirlenebilir, ama ne kadar kirlenirse kirlensin asıl rengi hep beyaz olarak kalır". Kuro'nun varlığı yok olmaya başlamıştı. Shiro'ya bakarak başını yana eğdi. Gözyaşları yanaklarından aşağıya süzülüyordu. Tamamen yok olmadan önce ıslak gözlerle "İnsanlardan nefret ediyorum" dedi. Ve sonra varlığı bu evrenden silinmişti. Shiro boş gözlerle az önce Kuro'nun bulunduğu yere bakarak "Merak etme Kuro!" dedi. "İnsanlar ne kadar kötü olursa olsun, her seferinde işleri düzeltmenin bir yolunu bulabiliyorlar"...       
 

panres:
kısa olması güzel olmuş. İnsanlar üzerine baya değinilmiş ve artık kanatlı varlıkların  insanlarla ilgili klasik konuşması :)

eyo-sama:
Haha çok iyi olmuş.

Navigasyon

[0] Mesajlar

Tam sürüme git