Anitr Fansub - Anime ve Manga
AniTR Diğer => Sohbet-Muhabbet => Konuyu başlatan: panres - 29 Nisan 2012, 13:26:55
-
Konu okuduğunuz kitaptan bir bölüm.
Kitabın yazarı,kitabın ismi ve paylaştığınız bölümün sayfasını paylaşmayı unutmayın.
Yazar:Rollo May
Kitabın adı:Yaratma Cesareti
Sayfa:51
Shakespeare'in "64.Sone"sinin sonundaki dört mısra
Böylece yıkımlar bana düşünmeyi öğretti,
Zamanın gelip aşkımı götüreceğini.
Bu düşünce ölüm gibi,değiştiremez
Yalnızca ağlar,yitirmekten korktuğuna sahip olduğu için.
-
Aklıma geldikçe beğendiğim kısımları kaydediyorum ben ama sayfa sayısı vs yazmamışım hiç o yüzden ekleyemeyeceğim =(
+Gözden ırak, gönülden de ırak olur mu efendimiz..?
- Hayır Olric. Yüreğinde bir yer açıp oraya oturttuğun her kimse, seninle birlikte gider her yere...
+Ben kötü birimiyim efendim..? Yüreğimde giden onca insanın yüreğinde bir yerim olduğuna neden inanmakta zorlanıyorum..?
-Onlar gerçekten gittiği içindir olric...
-------------------------------------
"Önce kelime vardı. diye başlıyor yohannaya göre incil.Kelimeden öncede yalnızlık vardı.Ve kelimeden sonra da var olmaya devam etti yalnızlık...Kelimenin bittiği yerde başladı;Kelime söylenmeden önce başladı.kelimeler yalnızlığı unutturdu ve yalnızlık kelime ile birlikte yaşadı insanın içinde.Kelimeler yalnızlığı anlattı ve yalnızlığın içinde eriyip kayboldu.Yalnız kelimeler acıyı dindirdi ve kelimeler insanın aklına geldikçe yalnızlık büyüdü,dayanılmaz oldu.
*Tutunamayanlar-Oğuz ATAY
*********************
bu kitabı hala bitiremedim ona yanarım :(
-
Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar kitabını çok duydum ve tavsiye konusuna gelince herkes okumamı söyledi. :D
Hımm.Şimdi sende paylaşım yapınca daha da merak ettim şimdi. :)
-
Çok zaman oldu sayfalarını hatırlamıyorum ama sözlerini unutamam;
Kitap: Ladesçi
Yazar: Üstün Dökmen
"Ahlak, ahlaksızlık etme gücü olup da etmeyenler için bir lükstür, pahalı bir hobidir, ama ahlaksızlığa gücü olmayanlar için sıradan bir davranıştır."
"Çok büyük bir komutan bir kaleyi kuşatmış eskiden. Kale halkı, 'Kan dökmezsen teslim oluruz' demiş. Komutan kan dökmeyeceğine söz vermiş. Kapılar açılmış, şehir teslim olmuş. Ertesi gün büyük kuyular kazdırmış komutan ve diri diri gömdürmüş gazileri. Böylece sözünü tutmuş, kan dökmemiş."
"İnsan kitap okurken yaşar. Yaşarken okumalı. Aslında bütün bir yaşam bir kitaba benzer bazen. Yaşamı da bir kitap gibi toptan alırsın eline ve bir gün toptan bırakırsın ama onu sayfa sayfa okuyabilirsin. Ve hiçbir kitabın seni kandırmasını, sana yalan söylemesini istemezsin."
-
Kitap: Ermiş
Yazar: Halil Cibran
Sayfa: 42
...
Bazılarınız
"Sevinç kederden büyüktür",
Derken bazılarınız ise
"Keder sevinçten büyüktür"
Demekteler.
Ben ise şunu derim:
Kederi sevinçten ayıramazsınız.
Bunlar beraber giderler.
Biri eğer yanınızdaysa diğeri yatağınızda
Uyumaktadır sadece.
...
~
Sayfa:64
...
Pişmanlık,
Gece oldu mu haber verilmeden gelir.
İstediği şey,
İnsanların derin uykularından uyanmaları
Ve kendisine bakmalarıdır.
Ey adaleti tanıması gereken sizler!
Eğer tam bir aydınlıkta bu işlere bakmazsanız,
Olanları kavrayabilir misiniz?
Ayakta dimdik duranla, düşmüş olanın,
Kısır benliğimizin karanlığı ile uluhiyetimizin
Aydınlığı arasındaki alacakaranlıkta bekleyen kişinin
Aynı kişi olduğunu,
Öğrenmenizden sonra anlayabilirsiniz ki,
Tapınaktaki köşe taşı ile
Binanın temelinin en altındaki taş arasında
Bir fark yoktur.
Biri diğerinden yüce değildir.
~~~
Kitabı hatırlayamıyorum ama çok hoşuma gitmişti bu şiir de not almışım;
Zamane şairleri Yani'ye Kani derler
İki satır dizince adına mani derler.
Çaldıkları ıslığa saf şiir derler çoğu
Çektikleri sıtmaya vayh-i Rabbani derler.
Altı saatlik ömrü olmayan şiire bakî
Altı asır yaşamış gazele fâni derler.
Nazma yumruk atanlar ya dâhidir ya şair
Mûsikî, renk ve mana koyacak câni derler.
Eskilerin bir ölmez şiir perisi vardı
Yeniler böylesini görse zebani derler.
Devrin şiirlerinde her kim mana ararken
Aklını oynatırsa, idrak-i maani derler.
Çamdeviren nam-ı diğer Faruk Nafiz Çamlıbel (Eskilere Göre Yeniler)
-
kitap:uçabilen kız
yazar:victoria forester
sayfa:13
karakter:piper
"...sen geçen hafta yaşlı ineği öldürdüğünde,benim onu yemek istememem gibi;çünkü o benim çok sevdiğim bir hayvandı,ayrıca çok uysaldı.annem,yemeği ziyan ettiğim için günahkar olduğumu söyledi.ama ben,bu kadar barışçıl oldukları için,belki de inekleri öldürüp yemememiz gerektiğini söyledim.annem bunun aptallık olduğunu ve tanrı'nın inekleri yiyebilmemiz için buraya koyduğunu söyledi."
"..."
"...ama bana göre bu ,inekler için iyi bir anlaşma değil gibi geliyor.dört pazar günü önce,rahip bize tanrının bütün yarattıklarını sevdiğini söyledi ama sadece yemek olmaları için bir şeyi yaratmak,bana göre sevgi değildir"
herkes bu sahnenin duygusunu anlamayabilir,ama ben de çok özel bi yeri var,ki çok mantıklı bence.çok etkilendiğim nadir sahnelerdendi.
-
kitap: Araf
yazar:Elif Şafak
sayfa:111
Birinin korkulardan, evhamlardan bahsettiğini dinlemen onu esnerken seyretmeye benzer. Daha onunkiler bitmeden bir bakarsın sen kendininkileri saymaya başlamışsın.
-
Kitap:Dracula
Yazar:Bram Stoker-Pascal Crocı-Françoıse-Sylvıe Pauly
Karakterler:Profesör,Harker
"Ebedi hayat hakkında ne biliyoruz ki Profesör?"
"Bize bunları inancımız öğretiyor Harker,daha çok şey bilseydik halimiz ne olurdu bilmiyorum"
"Şunu kastediyordum;hayatta emin olduğumuz şey nedir?"
-kahkaha atarak- "Hiç bir şey!Hiç bir şey sevgili genç dostum,emin olduğumuz hiç bir şey yok.İnancın mucizesi de burada zaten!"
-
kitap:Martı
yazar: Jonathan Livingston
sayfa: hatırlamıyorum :)
"Cennet ne bir zamandır, ne de bir mekan. Cennet yetkinliğin ta kendisidir."
-
kitap:flush
yazar:virginia woolf
sayfa:37
"Belki de, sözcükler her şeyi anlatıyor mu,diye düşünmüştü.Sözcükler bir şey söyleyebilir mi? Sözcükler,sözcüklerin gerisinde,onların erişemediği bir yerde duran simgeleri yok etmiyorlar mı?"
-
kitap: Araf
yazar:Elif Şafak
sayfa:263
"Belki aşk sevgiliyi kazanmayı değil, onda kendini kaybetmeyi gerektirir."
-
Elif Şafak- Aşk
'Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. "Aman sakın kendini" diye tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: "Bırak kendini, koy gitsin!" Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!'
-
Dan Brown - Cehennem - Broşür kapağında yazan not... Sayfası aklımda değil. Söylemek istediğim bir arkadaşım vardı ki bazen karamsardı, önemsiz görürdü kendisini.
"Canım, bir mucize olduğun gerçeğini asla unutma"
-
'Düşme edimi ille de aşağı doğru gitmek değildir; yeterince tepetaklak olmuşsan yukarı doğru düşmeyi de başarabilirsin.'
Elif Şafak, Araf
-
"Siz ki, akıl ve mantığı iyi işleyen kişilersiniz, bu garip dizelerin örtüsü altında gizlenen doktrini kavramaya çalışın"
"Öteki ruhlar gibi biz de kalıplarımızı aramaya gideceğiz, ancak hiçbirimiz bunlara bürünemeyeceğiz, çünkü insanın elinden çıkardığı şeye tekrar kavuşması doğru değildir. Buraya sürükleyeceğiz kalıplarımızı ve onları, bu kasvetli ormanda, içinde kendi düşmanımız olan görüntümüzün bulunduğu böğürtlene asacağız"
İlahi Komedya - Inferno
-
Bazıları yaşayarak mutluluğa ulaşmaya çalışacakları yerde, mutlu olabilmek için kendi dışlarında "bir şey olmasını" bekler; ya da nasıl mutlu olunabileceği konusunda sonu gelmez tartışmalar sürdürürler.
/Engin Geçtan-İnsan Olmak/
-
Eskiden sevdalar daha mı tutkuluydu, hasretler daha mı derin? Bir kez görmekle ne kadar çok sevilirdi insan...Kapı aralığından uzanan bir baş, perde arkasında bir kadın gölgesi, belli belirsiz bir tebessüm, göz bebeklerinde saklı ateş ve har. Uzaktan da sevilirdi yar… Hayatın bir parçasıydı dokunmadan sevmek. Yaklaşmadan ... Firarperest- Elif şafak
-
''Sana teşekkür borçluyum evlat... Bu dünyanın hakikatten suratına tükürülmeye bile değmez olduğunu ve bu dünyada suratına tükürülmeyecek bir tek, ama bir tek insan bile bulunmadığını sağlam bir şekilde ispat ettin.'' -Sabahattin Ali, İçimizdeki Şeytan
-
Sabahattin Ali, Kürk Mantolu Madonna
" Ne kadar başka olursanız olun, gene erkeksiniz... Ve bütün tanıştığım erkekler bunu, yani kendilerini sevmediğimi, sevemediğimi anlayınca, büyük bir tessür, hatta hiddetle beni terk ettiler... Güle güle... Ama niçin beni kabahatli zannettiler? Kendilerine asla vaat etmediğim, sadece kafalarında yaşattıkları bir şeyi vermedim diye mi? "
" Nedense, hayatta bir müddet beraber yürüdüğümüz insanların başına bir felaket geldiğini, herhangi bi sıkıntıya düştüklerini görünce bu belaları kendi başımızdan savmış gibi ferahlık duyar ve o zavallılara,sanki bize de gelebilecek belaları kendi üstlerine çektikleri için, alaka ve merhamet göstermek isteriz. "
" Bilhassa tahammül edemediğim bir şey, kadının erkek karşısında her zaman pasif kalmaya mecbur oluşu... Neden? Niçin daima biz kaçacağız ve siz kovalayacaksınız? Niçin daima biz teslim olacağız ve siz teslim alacaksınız? Niçin sizin yalvarışlarınızda bile bir tahakküm, bizim reddedişlerimizde bile bir aciz bulunacak? Çocukluğumdan beri buna daima isyan ettim, bunu asla kabul edemedim. Niçin böyleyim, niçin diğer kadınların farkına bile varmadıkları bir nokta bana bu kadar ehemmiyetli görünüyor? "
Karakterlerden, Maria'nın haykırışları muhteşemdir. O kadar doğru ve içten noktalara değinip, bir o kadarda derin, karanlık noktalardan çıkarttığı hisler vardır ki, okurken, hissetmemek mümkün değildi.
-
Murathan Mungan/ Üç aynalı kırk oda.
"...Biliyorum bütün sözler yavan, bütün sözcüklerin içi boşaltılmış, bütün anlamlar kullanılmış, bütün anlar uçucu; kelimeye dökülen her duygu, kendiliğinden soğuk bir klişe oluveriyor; hiçbir sözcük duygularıma da yüreğime de yetmiyor;
Anlatabildiklerimle değil, anlatamadıklarımla karşında durmak için kaçırdım seni, çaresizliğimi görmen için kaçırdım; yalnızlığımı anlaman için; beni yüreğinle anla, gözlerinle dinle diye...
"Beni kendi kelimelerinle gör diye". Seni aşk uğruna kaçırdım.Aşk uğruna. Hepsi bu işte..."
Sen ne hissedersen hisset, ne anlatırsan anlat, karşındaki kendi kelimeleri ile seni görmedikten sonra...